- 16 Mayýs 2025 - -YENÝ- BEYAZ ENTARÝLÝ KARA KALPLÝ ADAMCIKLAR TRUMP'A PARAYI BASTILAR !
- 15 Mayýs 2025 - DEVLETÝN KARA DELÝKLERÝ VE YAN GELÝP YATANLAR CENNETÝ!
- 16 Nisan 2025 - KUKLA LÝDERLER VE BÝZÝ BEKLEYEN GÖNÜL COÐRAFYAMIZ
- 03 Nisan 2025 - AYBÜKE PUSAT… YAÞANANLARIN DEVEDE KULAK BÝR ÖRNEÐÝ
- 04 Mart 2025 - YÜZ YILLIK YÜZLEÞME VE IRKÇI KÝBÝR!
- 18 Ocak 2025 - AK PARTÝ ÝL BAÞKANLIÐI... DERTLEÞME ADINA...!!
- 11 Aralýk 2024 - GAZZE’DE KAZANIP & SURÝYE’DE KAYBETMEK!!
- 31 Ekim 2024 - ÝMAM-I AZAM VEYA TÜRKÝYE DÜÞERSE!!!
- 27 Aralýk 2023 - TEHLÝKEYÝ GÖRMEMEK ve VEKALET SAVAÞLARI
- 15 Kasým 2023 - BOYKOT’TA… ÝZZET’TE… ALLAH ÝÇÝN VERMEKTE NASÝP ÝÞÝDÝR…!!
- 31 Mayýs 2021 - Özgür KUDÜS Ýçin Yeni Bir BÝSMÝLLAH….

AV. FEVZÝ KONAÇ
KILIÇLAR SADECE TÖRENDE ÇEKÝLÝYOR ZANNEDÝYORSANIZ, YANILIYORSUNUZ!
KILIÇLAR SADECE TÖRENDE ÇEKÝLÝYOR ZANNEDÝYORSANIZ, YANILIYORSUNUZ!
Gündemi teðmenlerin mezuniyet töreninde kurallara aykýrý olarak kýlýç çekerek, tüm uyarý ve üstlerden istenen izne hayýr denilmesine raðmen, disiplin kurallarýný hiçe sayarak yaptýklarý yemin ve attýklarý slogan iþgal ediyor.
Bu organize itaatsizlik içinde olan beþ teðmen ve üç komuta kademesi personel ihraç edilerek, kamuoyunda çokça tartýþýlan bir süreç yaþýyoruz. Bir kýsým görüþe göre temel sorun bu kýlýç çekme hadisesine karýþanlarýn attýklarý “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganý. Yani iktidar ve yandaþlarý tarafýndan, laik Türkiye Cumhuriyeti ordusunda bu slogan atýldý diye Atatürkçü teðmenlerin ihraç edildiði görüþünde. Ülkenin ebedi, ezeli, ulu önderinin isminin zikredilmesinden daha doðal ne olabilir? diyerek, konuyu Atatürkçü/Kemalist bir pencereden ele alýyorlar. CHP ve avenesinin bu teðmenleri savunmasýnýn arkasýnda bu düþünce var.
Gerçi teðmenlerde Anýtkabir’i ziyaret ederek, bu tanýmlamanýn üzerine oturmuþ durumdalar. Atatürk’ün arkasýna sýðýnarak ve onun sütre gerisinden, herkesi hedef alarak ateþ etmek en kolay ve modasý geçmeyen yöntem.
Diðer bir görüþ ise; gösterilmek istenenin aksine, sorunun iç disiplin meselesi olduðu, TSK tarihinde bu tür disiplinsizliklere müsamaha gösterilmediði ve yaþanan olayýn ordu içinde bir ikiliðe sebep olma ihtimali nedeniyle, askeri disiplin mevzuatý çerçevesinde doðru bir karar olduðunu savunmakta.
Emre itaatsizlik dünde bugün de suçtur!
Kamuoyuna yansýdýðý kadarýyla da defalarca bu tür bir yemin yapma izni için müracaat edildiði, komuta kademesince de bunun yemin töreni mevzuatýna uygun olmadýðý gerekçesiyle reddedildiði bilgisi var. Yani teðmenler kendilerine izin verilmeyen bir konuda haddi ve sýnýrlarý aþarak, açýkça emre itaatsizlik etmiþler. Karar bu açýdan iç disiplin uygulamalarý gereði doðru bir karar olup hatta bu bir kalkýþma ve cezasý çok daha aðýr olmalýydý görüþünü savunanlar bile var. Konunun atýlan Mustafa Kemal’in Askerleriyiz sloganý ile alakasý yoktur, yaklaþýmý söz konusu.
Þimdi CHP’liler, Atatürkçüler, Kemalistler sýraya girerek bu teðmenlere sahip çýkma beyanlarýnda bulunuyorlar. Kamuoyu M.K askerleriyiz paylaþýmýndan geçilmiyor. Devletin veya iktidarýn, karþý görüþten herkese yine adetleri gereði Atatürk arkasýndan parmak sallayarak, Atatürk’ün askeri olmaktan dolayý genç teðmenleri cezalandýrdýðý algýsý oluþturmaya çalýþýyorlar.
Nihayetinde bu karar bir yargý kararýdýr. Bu kararýn arkasýnda disiplin hukukunun net bir cezalandýrmasý mý var? Yoksa niyet okuyanlarýn söylediði gibi devlete Atatürk üzerinden rest çeken bir grup genç teðmeni terbiye etme kastý mý var? Onu bizler bilemeyiz.
Ama geçmiþ travmalarýmýzdan bir þeyi iyi biliyoruz!
Ülke tarihindeki yaþanan tüm askeri darbelere baktýðýmýzda, askerin cumhuriyet tarihinde bu milletin inançlý kesimine karþý tavrýný dikkate aldýðýmýzda, Harp Okullarýnýn geçmiþ hikayesini okuduðumuzda, daha yakýn tarihimizde 28 Þubat sürecinde sýk sýk atýlan Genç Teðmenler rahatsýz manþetlerini hatýrladýðýmýzda, en son bu okul öðrencilerinin Fetö kalkýþmasýnda bile figüranlýklarý göz önüne alýndýðýnda ve dindarlarý terbiye etmede en çok kullanýlan M.K. askerleriyiz mottosundan dolayý, bu kýlýç çekmenin ve atýlan sloganýn masumluðu hususunda, tabiri caizse bizim penceremizden bakýldýðýnda kýllanmamýzdan daha doðal ne olabilir?
Bu genç teðmenlerin attýklarý sloganlar/ çektikleri kýlýç üzerinden söylersek; bu teðmenlerin bilinçaltlarý ve temel yaklaþýmlarý; yüz yýldýr kurulmuþ müesses nizamýn laiklik sopasý üzerinden, tarihlerinde sýk sýk laik cumhuriyeti korumak adýna durumdan vazife çýkarmak,o eski alýþkanlýklarý nedeniyle dindar insanlarý terbiye etmekse, bu ülke bizim, size ve deðerlerinize geçit yok demekse, her ne kadar mevzuat Baþkomutanlýk sýfatý üzerinden Reis’inizi iþaret ediyorsa da bizler ÝHL mezunu bir Baþkomutaný reddedip, kurucu Baþkomutanýmýza baðlýlýðýmýzý ortaya koyarak, sizi yok sayýyor ve sizin deðerlerinizle mücadele sözü veriyoruz mesajý ise ki; ben ve benim gibiler bu görüntülerden niyetin bu olma ihtimalini yüksek görüyor, eli artýrýyor ve ben bu tavrýn sadece o törenle sýnýrlý olmadýðýný iddia ediyorum.
Neyi mi kastediyorum? Basit bir örnek olsun diye üç ay önce genç bir Hâkim (Adalet Bakanlýðýnýn imtihanlarýný baþarýyla geçmiþ, güvenlik soruþturmalarýndan hakimliði tescil edilmiþ bir Hakim) kardeþimle aramýzda geçen sohbeti paylaþmak isterim. Kýsa dönem askerlik için gittiði birliðin kapýsýndan giriþ esnasýnda yaþadýðý olayý þöyle aktardý.
Resmi izinle basýlan kitaplara düþmanlýk veya sansür!
Birliðe katýlan her askerin çantalarýný kontrol edilirken sýranýn kendisine geldiðini, aramaya komuta eden bir üsteðmenin çantasýndaki kitaplarý alarak “Bu kitaplarý içeri sokamazsýnýz!” dediðini söyledi. Hemen size kitaplarý ismen arz edeyim. Prof. Dr. Sadettin Ökten ve Prof. Dr. Kemal Sayar ait Aleme Bir Yar Ýçin Ah Etmeye Geldik - Gönül Sadasý'ndan Akisler-3, Samiha Ayverdi’yi ait Sen Onu Kaybettin kitabýveEþrefoðlu Rumi’ninÞiirler kitabý. Bu üç kitap yasal izinlerle, bu ülkenin kanunlarýna uygun yayýn yapan yayýnevleri eliyle basýlmýþ, MEB tavsiyesi ile devletin okullarýna, Kültür Bakanlýðý izniyle kütüphanelere, milyonlarca okuyucu üzerinden bu topraklarýn insanlarýnýn kalbine girebilmiþken, bir üsteðmen eliyle askeri birliðe giremez denilmiþ. Bu üsteðmen hangi hakla ve cüretkarlýkla bunu yapabilmiþ?
Genç Hâkim kardeþimiz hukuk insaný olarak, üsteðmenin tavrýna itiraz ederek o yanlýþ tavra karþý çýkmýþ. Tartýþma neticesi iþin büyüme ihtimaline karþý üsteðmen geri adým atmýþ ve Hâkim kardeþimiz içeri kitaplarla girmiþ. Mücadele etmese her kuruma giren bu kitaplar askeri alana giremeyecekmiþ. Hikayemiz bitmedi. Hâkim kardeþimiz ilaveten dedi ki; benimle ayný anda çantasý aranan bir baþka arkadaþýmýzýn çantasýndan çýkan, ülkemizdeki tasavvuf büyüklerinden, devletin resmi bir camisinde din görevlisi olarak görev yapmýþ, Cumhurbaþkanýmýzýn bile yetiþmesinde izi bulunmuþ, milyonlarýn sevgilisi olmuþ Mehmet Zahid Kotku Hoca Efendi’nin hayatýný anlatan bir kitap ve buna benzer kitaplar, üsteðmen marifetiyle içeri alýnmamýþ ve nizamiyede toplanmýþ.
Þimdi almamýz gereken derslere odaklanalým!
Bana göre; genç teðmenler mezuniyette kýlýç çekerek mesaj verirken, mezun olup üsteðmen kýdemine ulaþan baþka bir subayda, tabiri caizse bu birliðe sizin deðerlerinizi temsil eden kitaplar giremez diyerek, bu milletin deðerlerine kýlýç çekmiþtir. Elbette bu tavrý genelleme olarak söylemiyorum. Her birliðin baþýndaki komutana ve iradeye göre yaklaþým deðiþir bunu biliyorum. Ayrýca bu tavrýn sadece askeriyede olmadýðýný, okullarda, çeþitli devlet kurumlarýnda ve yerel idarelerin programlarýnda da ara ara millete kýlýç çekmeden parmak sallandýðýný görüyorum.
Ama asýl dikkat çekmek istediðim husus, bu iki örnek üzerinden ve Fetö tecrübesinin yaþattýðý travmadan dolayý, ordu içindeki bu tip yapýlanmalarýn, Harp Okulu öðrencileri arasýndaki o dehþet veren yazýþmalardan anladýðým kadarýyla, hala o eski köhne 28 Þubat zihniyetine mahkûm dine ve dindara hayat hakký tanýmama damarý kýrýlamamýþ. Ordu ile milletin barýþý tam tesis edilememiþ. Hala laik, seküler, Kemalist, Atatürkçü yaklaþýmýn dindarlar üzerindeki baskýsý bitirilememiþ. Bu kadar yýldan sonra bunlarý yazýp çizmenin utancý ile diyorum ki; birileri Allah’la ve ona iman eden milletle, kýlýç çekip, sembolik bir subliminal mesajlarla savaþarak, bir yere varabileceðini zannediyorsa yanýlýyor. Bizim acýlarýmýz ve travmalarýmýz tazedir. On iki eylül darbesinde askeri garnizonlarda iþkence edilen gençler “Allah” diye çýrpýnýrken, buraya Allah’ýnýz giremez diyenleri bu millet unutmamýþtýr.
Sözün özü; bizim gönlümüzdeki Peygamber Ocaðý anlayýþýna dinamit koymaya çalýþan her asker, bu milletin ve topraðýn dostu deðildir. Kýlýç çekerek veya kitaplara düþmanlýk ederek ancak kendinize zarar verirsiniz. Hak ve hakikatý asla yenemez, üstünü örtemezsiniz. Haddinizi bilin!
Henüz Yorum yok