
Necmettin ACAR'ýn Kaleminden: "Körfez’le Zayýflayan Filistin Meselesi: Ýsrail Neden Dengelenemiyor"
Dr. Necmettin Acar / Mardin Artuklu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararasý Ýliþkiler Bölüm Baþkaný
Ýslam dünyasýnda mübarek üç aylarýn baþlangýcý Recep ayýnda Regaip Kandili’ne denk gelen perþembe günü, Ýsrail güçlerinin Ýsrail iþgali altýndaki Cenin Mülteci Kampý’na düzenledikleri saldýrý sonucu ilk belirlemelere göre 9 Filistinli hayatýný kaybetti. Bu olaydan kýsa süre sonra Kudüs’te bir Filistinli tarafýndan düzenlenen saldýrýda 7 Ýsrailli hayatýný kaybetti. Aslýnda bir süredir Ýsrail askerlerinin Filistinlilere yönelik saldýrýlarýný sistematik bir biçimde artýrdýklarýna ve Filistin’de artan can kayýplarýna tanýklýk ediyoruz. Özellikle son aylarda Ýsrail güvenlik güçlerinin açtýðý ateþ sonucu yüzlerce Filistinli hayatýný kaybetti. Birleþmiþ Milletler’in sistematik olarak Ýsrail askerlerinin öldürdüðü Filistinlilerin istatistiðini tutmaya baþladýðý son on yedi yýl göz önüne alýndýðýnda, 2022 yýlýnýn Filistinliler için en ölümcül yýl olduðu net bir biçimde görülüyor. 2023 yýlýnýn Ocak ayýnda ise Ýsrail askerlerinin saldýrýlarý sonucu hayatýný kaybeden Filistinli sayýsý 30’u aþmýþ durumda.
2022 yýlý baþlarýndan itibaren Ýsrail askerlerinin Filistinlilere karþý artýrdýðý saldýrýlar ve sistematik bir biçimde artan can kayýplarý, üzerinde düþünülmeyi hak eden bir konudur. Çoðu zaman týrmanan bu gerilim ve Filistinlilerin artan can kayýplarý Ýsrail iç siyasetinde yükselen aþýrý saðcý eðilimlerle açýklansa da biz bu yazýda bölge güvenlik mimarisinde yaþanan köklü deðiþim üzerinden meseleyi analiz etmeye çalýþacaðýz. Ýsrail’in son dönemde týrmanan saldýrgan tavrý, önemli ölçüde Filistin meselesindeki liderlik rolünün, devlet kapasiteleri nispeten güçlü olan Þam-Kahire ekseninden devlet kapasitesi zayýf olan Riyad-Dubai eksenine kaymasýyla alakalýdýr.
ORTA DOÐU GÜVENLÝK MÝMARÝSÝ DEÐÝÞTÝ
2000’li yýllarýn baþlarýndan itibaren baþlatabileceðimiz bazý kritik geliþmeler Orta Doðu güvenlik mimarisinde köklü bir deðiþim ortaya çýkarmýþtýr. 2003 yýlýnda Irak’ýn ABD tarafýndan iþgaliyle Arap Dünyasý’nýn Mýsýr’dan sonra en önemli ikinci gücü Irak zayýflatýlmýþ ve bölgesel güç denkleminden çekilmiþtir. Takip eden dönemde cereyan eden Arap Baharý sürecinde ise Suriye iç savaþa sürüklenmiþ ve Mýsýr siyasi ve ekonomik istikrarýný kaybetmiþtir. Dolayýsýyla 2020’li yýllara ulaþtýðýmýzda Arap Dünyasý’nýn geleneksel güç merkezini teþkil eden Mýsýr, Irak ve Suriye’nin bölgesel güç denklemindeki aðýrlýklarýný kaybettiklerini söyleyebiliriz.
Mýsýr, Irak ve Suriye’nin askeri/endüstriyel kapasitesinde ortaya çýkan zayýflýðýn en önemli bölgesel sonucu Filistin meselesindeki liderliðin Arap dünyasýnýn askeri, diplomatik, demografik ve kültürel aðýrlýk merkezini teþkil eden bu ülkelerden; devlet kapasitesi zayýf, askeri güçleri yetersiz ve demografik avantajlarý olmayan Körfez ülkelerine kaymýþ olmasýdýr. Zira uzun yýllar Filistin meselesinde liderlik Þam-Kahire ekseninin uhdesinde kalmýþtý. Yaþanan bu son geliþmelerle birlikte tarihte ilk defa Filistin meselesinin liderliði Riyad-Dubai eksenine kaymýþtýr. Bu sonucun ortaya çýkmasýnda Körfez ülkelerinin 2000 sonrasý Orta Doðu’yu saran istikrarsýzlýk dalgasýndan bir þekilde “muaf tutulmalarý” ve devasa miktarlara ulaþan petro-dolarlarýn saðladýðý ekonomik avantajlar da önemli bir rol oynamýþtýr.
ÇEK DEFTERÝ POLÝTÝKASI
Orta Doðu siyasetinde Filistin meselesinin bize öðrettiði en önemli gerçek þudur ki; Ýsrail, askeri olarak sýnýrlanamadýðý dönemlerde bölge genelindeki iþgal siyasetine hýz vermektedir. Bölgede bu reel-politik gerçek çok iyi düzeyde kavranmýþ ki Ýsrail’le rekabete tutuþan her bölgesel aktör Ýsrail’i askeri sahada dengeleyebilecek kabiliyetler kazanmayý en öncelikli dýþ ve güvenlik politikasý olarak kabul etmiþtir.
1960’lý yýllardaki Cemal Abdunnasýr liderliðindeki Mýsýr’ýn ve 1970’li yýllarda Hafýz Esat liderliðindeki Suriye’nin Sovyet silah pazarýna yönelmesi, Batý’nýn sýnýrsýz desteðine mazhar olan Ýsrail’i askeri sahada dengeleme arayýþýnýn bir sonucuydu. Benzer þekilde Ýran’ýn vekâlet savaþ stratejisi ve nükleer programýnýn da en önemli hedeflerinden biri Ýsrail’i askeri sahada dengeleyebilmektir.
Ýçinde bulunduðumuz dönem itibarýyla Filistin meselesindeki liderliðin, bölgede Ýsrail’i askeri sahada dengeleyebilme kabiliyetine sahip olan ülkelerden, çözümü askeri kapasiteye dayanan hiçbir krizde sonuç alma kabiliyeti olamayan Riyad-Dubai eksenine kaymýþ olmasý Ýsrail’in “dengelenememesi” sorununu ortaya çýkarmýþtýr. Mýsýr, Irak ve Suriye’nin dýþ politikalarýndaki en önemli araçlar olan askeri/endüstriyel kapasitenin yerini Riyad-Dubai ekseninin “çek defteri” politikasýnýn almýþ olmasý Filistin meselesinin gidiþatýný ve Filistinlilerin siyasi pozisyonlarýný oldukça derinden etkilemektedir. Bölgede yaygýn bir kanaati ifade eden “Suriye’siz savaþ, Mýsýr’sýz barýþ olmaz” cümlesi bölge siyasetindeki reel-politiðe dair önemli mesajlar içermektedir.
TEL AVÝV’ÝN ELÝ ÝBRAHÝM ANLAÞMALARI’YLA GÜÇLENDÝ
Özellikle 2020 yýlý ortalarýnda Körfez ülkeleri ile Ýsrail arasýnda imzalanan “Ýbrahim Anlaþmalarý” Tel Aviv’deki þahin kanada benzersiz bir özgüven aþýlamýþtýr. Ýçeride yükselen aþýrý saðýn ve Rusya-Ukrayna savaþýnýn gölgesinde uluslararasý arenada artan stratejik avantajlarýn rüzgarýný arkasýna alan Ýsrail, bölgede kendisini askeri olarak sýnýrlayabilecek aktörlerin yokluðunu bir fýrsata çevirerek daha revizyonist ve hukuksuz bir güç haline gelmeye baþlamýþtýr. Ýran-Suudi jeopolitik rekabetini, Orta Doðu ülkeleri arasýndaki çatlaðý ve Ýsrail karþýtý bloðu zayýflatmak için baþarýlý bir biçimde kullanmýþ olmasý Tel Aviv yönetimine önemli diplomatik avantajlar kazandýrmýþtýr.
Son bir yýlda iki yüzün üzerinde Filistinlinin Ýsrail askerlerinin bilinçli bir biçimde açtýðý ateþ sonucu hayatýný kaybetmesi, Ýsrail’in Suriye’ye yönelik artýrdýðý saldýrýlar ve Ürdün’ün Harem üþ-Þerif bölgesinde uluslararasý anlaþmalarla tesis edilen “himayesini” tanýmayan politikasý doðrudan bölge güvenlik mimarisinin yaþadýðý bu köklü deðiþimle, Riyad-Dubai ekseninin Filistin meselesindeki liderlik rolüyle alakalýdýr. Ýsrail söz konusu olduðunda çoðu zaman iþlemeyen uluslararasý hukuk normlarý Ýsrail’in revizyonist siyasetinin sýnýrlanmasýnýn yalnýzca sert güç unsurlarýyla mümkün olacaðýný ortaya koymaktadýr. Bugün dýþ politikalarýnda en güçlü silahlarý “çek defteri” olan Riyad-Dubai ekseninin Orta Doðu bölgesinin ekonomik, askeri ve diplomatik açýdan aðýrlýk merkezi haline gelmesi Ýsrail’in iþini kolaylaþtýrmaktan baþka bir iþe yaramamýþtýr.
https://www.yenisafak.com/dusunce-gunlugu/korfezle-zayiflayan-filistin-meselesi-israil-neden-dengelenemiyor-4503901
Henüz Yorum yok