HATÝCE KÖKSAL DAÐLI

ÝNSAN ÝÇÝN ERDEMLÝ BÝR YOLCULUK!?

ÝNSAN ÝÇÝN ERDEMLÝ BÝR YOLCULUK!?

Hikmetli, onurlu, güvenli bir yaþam inþa edemedik þu yeryüzünde!
Karþýsýndakinin acýsýna kör, saðýr bir dünya...
Acýyý hissetmek, yoksunluðu, yoksulluðu, mahrumiyeti, çaresizliði hissetmekten aciz. Umarsýz, çýkarcý, bencil, gaddar, muhannet oldu günümüz insaný.

Bizler, Allah'ýn insanlara lütfettiði fýtratý, aklý, iradeyi, gözleri, gönülleri ve yine Rabbimizin insanlýða rehber olsun diye gönderdiði Kur'an ayetlerini, Allah'ýn adýna okuyup, üzerinde düþünüp, tefekkür edip, Allah'ýn öðrettiði ölçüde, dengede, kapasitede, yaradýlýþ amacýna uygun kullanarak, hikmetli, onurlu, güvenli bir yaþam inþa edemedik þu yeryüzünde...

Rabbimiz akýlla, iradeyle, fýtratla muhakeme ve düþünme yeteneði ile donattýðý insanýn sol yanýna, hisseden düþünen bir kalp var etmiþ!
"Yemin olsun ki, (akýl edenler) kalpleri olmasýna raðmen onunla düþünmezler." A'raf, 7/178
1991 yýlýnda bilim adamlarý insan kalbinde 40.000 özel hücre buldular!
Bunlara, beyin hücrelerine çok benzeyen ancak beyinde deðil de kalpte bulunan özel hücreler olan duyusal nöritler keþfettiler. Konsantrasyon yüksek olduðundan buna kalpteki küçük beyin de denmektedir.
Kalbiyle düþünmek ve hissetmek...
Sanýrým bizler bu ayeti göz ardý etmiþiz!

Bizlere hep aklýný kullan denildi; hissetmek, sevmek, acýmak, merhamet etmek, diðergam olmak, duygusal olmak, zayýflýkmýþ gibi gösterildi.
Duygudan yoksun akýl, insanlýðý çýkmaza sürükledi. Duygudan, merhametten, vicdandan mahrum olan bir akýl...

Kalbiyle hissetmekten, merhametten, naiflikten, empatiden, incelikten, yani kalbi ile düþünmekten mahrum olan akýl; bilimde ilerledi ve insaný öldüren bombalar geliþtirdi, canlýlarý yok eden kimyasallar üretti.
Topraktan gelen insanýn, topraktan doðal olarak gýdalanýp, hayatýný saðlýklý bir þekilde idame ettirmesinin yolunu tuttu, her þeyin doðasýný bozdu, ekini nesli ziyan etti ve etmeye devam ediyor.

Diðer taraftan Allah'ýn gönderdiði yaþama klavuzunu, gereði gibi anlamayan, algýlamayan, müslümanlar her þeyi Allah'ýn adýna okuyamadý. Okuyup, kainat ayetleri ile Kur'an ayetlerini birleþtirip, bilim fen sanat vb. üretemedi, geliþme kaydedemedi.
Allah'ýn insana bahþettiði fýtratý, aklý ve iradeyi, Allah'ýn yasalarýna uygun kullanamadýðý için, hep huzursuz, bencil, korku içinde, güvensiz ve eksik insan...
Hep koþuyor, yarýþýyor, çabalýyor lakin ne için koþtuðunu, hangi amaç için yarýþtýðýný, çabasýnýn ona hangi deðerleri sunacaðýný bilmiyor. Kafasý karýþýk, umutsuz, tatminsiz ve mutsuz...
Çünkü içinde bulunduðu dünya hep kötülük üretiyor. Hýrs o kadar bürümüþ ki, kalplerinin ölümlü olduðunu unutan, Allah'a ve ahiret gününe iman etmeyen insanlýk; senin yaþamýna, imkanlarýna, aldýðýn havaya, içtiðin suya, göz koymuþ!
Ýyi olan insanlar, merhametli, vicdanlý olan insanlar var az da olsa...
Lakin bunlar; atsýz, arabasýz, silahsýz yolcularý olmuþlar yeryüzünün!
Caný acýyanýn, acýsýný dindirmeye, düþeni kaldýrmaya, yara alanýn yarasýný sarmaya ve aç açýkta býrakýlaný doyurmaya çabalýyorlar ama yetiþemiyorlar.

Neden, çünkü;
Can acýtanlarý, haklarý gaspedenleri, adaletsiz paylaþým yapanlarý, kaynaklarý kendilerine akýtanlarý, insanlarýn üzerine bombalar yaðdýranlarý durdurmayý amaç edinmeliydi. Ýnsan öncelikle, bunun için çaba göstermeliydi. Kötülüðün ve zulmün her çeþidiyle mücadele etmeliydi.
Yeryüzünde iyiliði korumak için, güç biriktirmenin gereðini düþünemedik. Düþünemedi iyiler, müslümanlar, Allah'ýn adýna okuyup da hayat kitabýný...
Düþmanýn silahýndan daha güçlü silahla silahlanmayý, bununla caydýrýcý olmayý.
Dünyada iyiliði, merhameti, adaletle hükmetmeyi, adil paylaþýmý þiar edinen, her yönüyle geliþmiþ bir ülke olsaydý, zulüm baþýný gösteremezdi.

Rabbimiz Enfal Suresi 60. ayetinde bizlere þöyle buyuruyor: "Siz de onlara karþý gücünüzün yettiði kadar güç ve savaþ atlarý (savaþ vasýtalarý) hazýrlayýn ki, bununla Allah'ýn ve sizin düþmanýnýzý ve onlarýn dýþýndaki sizin bilmeyip, Allah'ýn bildiði düþmanlarý korkutup caydýrasýnýz."
Ayetinin uyarýsýna uyup, azýtmýþ, gözlerini hýrs bürümüþ, zalimler guruhuna dur diyebilmeyi akledemedik, akledemediler.
Yeryüzünü bu þekilde zalimlerden, hasta ruhlu yöneticilerden, hýrstan gözleri dönmüþ açgözlülerden koruyabilirdik.
Ve yeryüzündeki barýþ ve iyilik bu þekilde korunabilirdi.

Bu din yaþam þekli (adalet, merhamet, iyilik hak, þura vb.) Allah'ýn oluncaya kadar onlarla savaþýn diyordu. Bakara, 2/193; Enfal, 8/39
Yani, adaletsizlik yapanlarla, hak ile hükmetmeyenlerle, zulmedenlerle, kötülüðü þiar edinenlerle, haksýz kazanç elde edenlerle, adaletsiz daðýtým yapanlarla, yeryüzünü kana bulayanlarla, insanlarý yerlerinden yurtlarýndan edenlerle, cana mala kastedenlerle, ýrza namusa göz dikenlerle, ekini nesli bozanlarla ve kötülüðü yayanlarla savaþým verin diyordu Alemlerin Rabbi olan Allah!

Bizler bunlarý akýl edip; iyiliði korumak için güç biriktirmeyi, masumlarý ve masumiyeti koruyabilmenin, kötülüðü yok etmek için mücadele etmek olduðunu düþünemedik.
Kur'an'ý doðru anlayýp, iman gücü biriktiremedik ve onlarla (zulmedenlerle) ve kötülükle mücadele edersek, Allah'ýn yardýmýnýn yanýmýzda olacaðý ayetinden de güç ve cesaret alamadýk.
Ýyiliði adaleti yayýn, adaletle hükmedin, kötülüðün her çeþidiyle elinizdeki bu Kur'an ile mücadele edin, savaþým verin!
Ancak insan olarak Furkan, 25/52. ayetinde ifade edildiði gibi kör, saðýr ve duyarsýz olduk!
Oysa "Onlarýn kalpleri vardýr; düþünmezler, gözleri vardýr görmezler, kulaklarý vardýr duymazlar." diyordu Alemlerin Rabbi olan Allah!

Diðer yandan kötülük öyle güçlü öyle zorba oldu ki, kalpsiz, vicdansýz, zalimler sürüsü; akýllarýný kötülük için kullanan, kalplerini devre dýþý býrakan, bu yüzden de vicdandan, merhametten, adaletten mahrum olan zalimler; yaþam alanlarýmýza, kaynaklarýmýza, havamýza, suyumuza, ekinimize, neslimize göz dikti.
Gelip yurdumuzun, yuvamýzýn üzerine çöreklenir, hakkýmýzý gaspeder oldular.
Bunlar aklýn tüm sýnýrlarýný zorlayýp, hýrstan gömleklerini giyip, masum insanlarýn üzerlerine bombalar yaðdýrýp ve þehirlerini cehenneme çevirmekten çekinmezler!
Çünkü; kalpleri var onunla düþünmezler, hissetmezler, acýmazlar, merhametten yoksundurlar, empati kuramazlar, bir can nasýl acýr bilmezler, yavrusu parçalanmýþ bir annenin yüreði nasýl yanar ve nasýl daðlanýr, nasýl kanar hissetmezler.

"Yemin olsun ki, (akledenler) kalpleri olmasýna raðmen onlarla düþünmeyen, gözleri olmasýna raðmen onlarla görmeyen, kulaklarý olmasýna raðmen onlarla duymayan, sadece hayvanlar (diðer canlýlar) gibi, hatta daha da þaþkýn bir halde bulunan ve sonunda habersizmiþ gibi davranan pek çok cin ve insan için cehennem hazýrlamýþýzdýr." A'raf, 7/178
"Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta hayvanlardan da daha sapýktýrlar. Onlar gaflet içindedirler." diyordu...
Ve bunlar cehennemin konuklarýdýr diyor, Alemlerin Rabbi olan yaratýcýmýz!

Peki ya bizler, etrafýmýzý kuþatan, Allah’ýn kainattaki ve Kur'an'daki ayetleri gereði gibi okuyabildik mi?
Güzel ahlaklý, adil, merhametli ve cesaretli, nesiller yetiþtirebildik mi?
Daha önce yaþanmýþ olaylardan dersler çýkarabildik mi? Allah'ýn yasalarýnýn nasýl iþlediðini görebildik mi?
Oysa yaratýcý, bütün insanlarý hissedebilen bir kalple, görebilen bir gözle ve duyabilen bir kulak ile donatmýþtý. Ve iyiliði, doðruluðu, çabayý, adil olmayý öðütlemiþ ve böyle bir hayat süren insana da, dünyada güzel bir yaþam ve ahireti içinde ebedi bir mutluluk vaad ediyor. Bunlara raðmen akýl edip, düþünüp, muhakeme edip, deðerlendirip doðru davranýþlar, çabalar ortaya koyamadý insan ve koyamadýk! Hayvandan bir farký kalmýyor, hatta daha da aþaðý...

Onurumuzu, izzetimizi, varlýðýmýzý ve canýmýzý gasp ediyorlar, haczediyorlar.
Tin Suresi 4 ve 5. ayette, "Biz insaný mükemmel bir þekilde yarattýk, O, bütün bunlarý ziyan edince, biz de O'nu aþaðýlarýn aþaðýsýna çevirdik diyordu Rabbimiz!
Çünkü insan, acýmasýz, nankör, bananeci, zalim, duygusuz olmayý tercih etti.
Merhametliler, iyiler de, sessiz kalmayý, göz yummayý ve "bana deðmeyen yýlan bin yaþasýn!" demeyi seçti.
Oysa baþka türlüsü mümkündü, zor da deðildi. Yönünü iyiliðe dönen, kötülükle mücadele eden insana, Rabbi'nin yardým ve destek sözü ve va'adi vardý.
Allah'ýn sözü ve va'adi haktýr.

Ve
Ýman edip iyi iþler yapanlar için, baþa kakýlmayan (kesintisiz) bir ödül vardýr. (Tin, 95/6) diyordu Rabbimiz!
Ey insan! Rabbimiz diyor ki:
Zarardan dönme ve Kur'an'a boyun eðme vaktin gelmedi mi!?
"Ýman edenlerin kalplerinin Allah’ý anmasýnýn ve (O’nun katýndan) inen gerçeðe (Kur’an’a) boyun eðmesinin zamaný gelmedi mi?" Hadid, 57/16

Selam ve dua ile...
Hatice Köksal Daðlý

3 Yorum

Mustafa Ali

Mustafa Ali

12 Þubat 2025
Maþallah. Baþarýlý ve etkili bir çalýþma olmuþ. Hem noksanlarýmýzý, hem de çözüm önerilerini ele almýþ. Rabbimizin rýzasýna uygun bir hayat yaþamanýn ip uçlarýný ortaya koymuþ. Baþaranlardan olmayý hepimiz için dua ediyorum 🤲

Mustafa Baþ

Mustafa Baþ

12 Þubat 2025
Hep yaz inþallah cc..Yüreðine saðlýk..kalemin hiç bitmesin..Okuyup anlamak-faydalnmak duasý ile ves SELAM

Mehmet Hasib

Mehmet Hasib

17 Þubat 2025
Elinize, kaleminize, yüreðinize saðlýk. Maalesef. Ümmet olarak eylemden çok, söyleme yapýþtýk ki oda çoðu vahiyden deðildi. Dolayýsýyla her þeyi karman çorman ettik. Hatta düþmaný býraktýk ve birbirimizle uðraþtýk durduk. Bununda nefsimizin ve düþmanýn oyunu olduðunu anlamadýk. Adalati, hakkaniyeti, dünyevi çýkarlarýmýza feda ettik.

Yorum Býrakýn

E-Mail adresiniz yayýnlanmaz.







Yazarýn Diðer Makaleleri