
MURAT ÇAKIR
-YENİ- KARDEŞLİĞİN KIRILDIĞI YERDEN KAN SIZIYOR..
KARDEŞLİĞİN KIRILDIĞI YERDEN KAN SIZIYOR..
Sıkça duyduğumuz bir isim var: Siyonizm. Mazlum coğrafyaların karanlık gölgesi, yıkımın, işgalin ve zulmün siyasi adı. Ama bu kara yapının karşısında durması gerekenler yani biz Müslümanlar, ne yazık ki dağınık, parçalanmış ve birbirine küsmüş haldeyiz.
Siyonizm elbette büyük bir tehdittir. Ama daha büyüğü, ona karşı omuz omuza veremeyen ümmetin dağınıklığıdır. Müslümanların en büyük düşmanı bazen dışarıda değil, kalplerindeki kırgınlıkta, kardeşlik hukukunu çiğneyen dilde ve birbirine tahammül edemeyen bakışlardadır.
Filistin bombalanırken sessiz kalan İslam ülkeleri, Kudüs esaret altındayken bir araya gelemeyen liderler, aynı kıbleye dönen ama birbirine sırt çeviren topluluklar.. Siyonizm’in gücü değil, bizim dağınıklığımız onu ayakta tutuyor.
Zalimler birleşmişken, mazlumlar neden ayrı?
Kardeşliğin gücüne inanmadan adalet sağlanamaz. Biz “Müminler ancak kardeştir” ayetini şiar edinemedikçe, sadece topraklarımız değil, dualarımız bile tutsak kalacak.
Asıl mesele, Siyonizm değil;
Asıl mesele, onun karşısında kenetlenemeyen Müslümanlardır. Bu yüzden her şeyden önce kardeşliğimizi yeniden inşa etmeliyiz. Çünkü kardeşliğin kırıldığı yerden, ümmetin bağrına kan sızıyor..
Asıl Engel Siyonizm Değil, Kardeşliğimizi Kaybetmiş Olmamızdır.
Her gün Filistin'den, Kudüs'ten, Gazze’ den haberler düşüyor önümüze. Bombalanan evler, enkaz altındaki çocuklar, gözyaşını içine akıtan anneler, dimdik duran ama içi yanan babalar.. Kapatılan Mescid-i Aksa ve zor günler yaşayan Kudüs esnafı..
Sosyal medyada birkaç video paylaşıyoruz, birkaç dua ediyoruz, sonra hayat kaldığı yerden devam ediyor.
Ama hiç düşündük mü?
Neden yıllardır bu acılar dinmiyor?
Neden Müslümanlar bu zulmü durduracak bir güç olamıyor?
Hemen herkesin aklına aynı cevap gelir: Siyonizm çok güçlü.
Ama ben öyle düşünmüyorum.
Evet, Siyonizm acımasızdır. Evet, işgalcidir, zulmedendir. Ama asıl sorun onun varlığı değil, onun karşısında tek bir vücut olamayan ümmettir. Bugün ümmetin en büyük düşmanı Siyonizm değil; Onun karşısında birleşemeyen, kardeş olamayan, birbirine tahammül edemeyen Müslümanlardır. Birbirimize küsüz. Aynı secdeye baş koyduğumuz halde, birbirimizin selamını almıyoruz. Aynı Kur’an’a iman ettiğimiz halde, farklı mezhep diye kalplerimize duvar örüyoruz. Aynı kıbleye döndüğümüz halde, farklı coğrafyalarda yaşadığımız için birbirimizi “öteki” görüyoruz.
Oysa Siyonizm'in en büyük korkusu, Müslümanların birlik olmasıdır. Bir Arap’ın bir Türk’ün gözyaşına sarılmasıdır. Bir Endonezyalının bir Filistinliye dua edip, onunla aynı sofrada buluşmasıdır. Bir Kürt’ün, bir Boşnak’ın, bir Malezyalının Kudüs için ayağa kalkmasıdır.
Ama ne yazık ki..
Birbirimize yabancılaştık. Aynı ümmetin evlatları olduğumuzu unuttuk. İşte asıl düşman bu: Kardeşliğin zayıflaması. Birlik duygusunun yitirilmesi. Ve en önemlisi: “Benim derdim değil” diyerek ümmetin acısına sırt dönmek.. O yüzden artık sormanın vakti geldi:
Biz ne zaman tekrar kardeş olacağız?
Ne zaman kin yerine merhameti, ayrılık yerine birliği tercih edeceğiz?
Ne zaman bir mazlumun gözyaşını kendi gözyaşımız gibi hissedeceğiz?
Unutmayalım; Kudüs özgür olacaksa bu, Müslümanların birlik olduğu gün gerçekleşecek. Zulüm bitecekse, bu, biz kardeşliğimizi yeniden hatırladığımızda başlayacak. Ve eğer bir gün zaferden söz edilecekse, o zafer önce kalplerin birleşmesiyle kazanılacak. Çünkü.. Siyonizm bir tehdit olabilir, evet. Ama ondan daha büyük olan, birbirini unutan bir ümmetin suskunluğudur. Kardeşliğin kırıldığı yerden sadece sevgiler değil, kan da sızar. İşte biz o kanı Kudüs’te, Gazze’de, Halep’te, Arakan’da, Yemen’de görüyoruz.
O halde.. Gel, yeniden kardeş olalım. Gel, ümmetin yüreğini tamir edelim. Gel, Filistin için önce birbirimize el uzatalım. Çünkü kardeşliğin olmadığı yerde adalet büyümez.
Ve unutma: Siyonizm ancak biz ayrı kaldığımız sürece güçlüdür.
Selam ve Dua ile
Murat ÇAKIR
Henüz Yorum yok