MEHMET BOZKURT

Yahudilerin Tarihinde Bir Yolculuk!

YAHUDÝLERÝN TARÝHÝNDE BÝR YOLCULUK!

Tarih, bir bakýma ibret almak için okunur. Yalan ve yanlýþ yazýlan tarihten ibret alýnamayacaðýna göre, okutulan tarihle akýntýya kürek çekmiþ oluyoruz.

Dünya Siyonist Örgütü'nü kurmuþ ve bir Yahudi devleti kurma amacýyla Yahudilerin, Filistin'e göç etmeleri gerektiði fikrini savunan iþgalci Ýsrail Devleti'nin kurucu babasý olarak kabul edilen Theodor Herzl ve Yahudi ileri gelenleri, Sultan Abdulhamid Han'ýn huzuruna çýkarlar...

O günlerde Osmanlý Devleti borç içinde kývranýrken, bu borçlarý Filistin topraklarýnýn karþýlýðýnda kapatabileceklerini söylüyorlar. Sultan Abdulhamid Han, "Þehit kanýyla alýnan topraklarýn bedelinin olamayacaðýný ve asla satýlamayacaðýný" söyleyerek gelen temsilcileri kovar. Ancak Siyonist Yahudiler boþ durmadýlar, Avrupa’nýn birçok merkezinde konferanslar düzenlediler. Bu konferanslarýn amacý dünyanýn birçok yerinde bulunan Yahudilerin Filistin’e göçlerini saðlamaktýr.

Hýristiyanlar, Yahudiler’den nefret ederler ve onlarý, Peygamberlerini öldüren (Hýristiyan inancýna göre) lanetli kavim addederlerdi. Yahudiler'den kurtulmak için, Siyonistlerin bu projesini desteklediler.

O topraklar bize ait iken, bir kýsým Filistinli’nin sahip olduklarý topraðý satmasýnlar diye, Sultan Abdülhamit Han, tehlikeyi sezdi ve hemen önlemini alarak bütün Filistin topraklarýný satýn aldý ve Memalik-i Þahane'ye (Padiþahýn mülkü olarak) tapuladý. Böylece hiç kimse, bir karýþ toprak satamadý.

Bazý sürüntü tipler, Filistin konusunda

Sultan Abdülhamid Han'a iftira atarak Filistin topraklarýný Yahudilere sattýðýný ileri sürüyorlar. Halbuki Sultan Abdülhamid Han, Filistin topraklarýný vermediði için ihanete uðrayarak tahtýndan indirilmiþ mazlum ve maðdur bir padiþahtýr.

Sultan Abdulhamid Han’ý tahtýndan indirip sürgüne gönderdiler. Ýktidarý ele geçiren Ýttihad ve Teraki önderleri, bütün bir ülkeyle birlikte, Padiþah’ýn þahsi mülkünü de peþkeþ çektiler.

Filistin coðrafyasý yaklaþýk 500 yýl Osmanlý'nýn hakimiyetinde kaldý. Ýngilizler bir oldubittiyle Filistin topraklarý üzerine Ýsrail denilen haydut devletin temellerini atarak Ortadoðu’da bitmeyen savaþlarý da baþlatmýþ oldu.

Birinci Dünya Savaþý'ndan sonra, o yerler Ýngilizler’in eline geçti. Ýngilizler’in desteðiyle Filistin topraklarý üzerinde iþgalci Ýsrail devleti 1948 yýlýnda kuruldu. Müslüman ülkeler arasýnda Ýsrail’i ilk tanýyan devlet ise 1949 yýlýnda Türkiye oldu maalesef...

... Ve

Ýkinci Dünya Savaþý'ndan sonra ABD, Ýsrail’in hamiliðine soyundu. Uluslararasý tüm resmi platformlarda iki baðýmsýz devletli çözüm þekli kabul edilmesine raðmen, bu duruma izin verilmedi. Ýsrail, sürekli Müslümanýn kaný dökerek adým adým Filistin topraklarýný iþgal etti. O topraklar, Osmanlý’nýn elinden çýktýðý günden beri bir gün olsun bile huzur yüzü görmedi. Zira Ýsrail, hiçbir gün devlet gibi deðil, tam bir terör örgütü gibi davrandý.

7 Ekim 2023 tarihi itibarýyla kelimenin tam anlamýyla soykýrýma giriþti. Bütün dünya, hunharca iþlenen bu katliamlarý izlerken, kendilerini medeni ve insan haklarýnýn savunucusu gören ülkeler, Ýsrail’in vahþetini destekliyor ve yanýnda yer alýyorlar. Dünya'nýn yarýsýný teþkil eden diðer ülkeler ise, "bana dokunmayan yýlan bin yaþasýn!" gafleti, dalaleti ve dilsiz þeytan olma yarýþý içindeler.

Müslüman ülkeler, daha doðrusu halklarýnýn müslüman olduðu ülkelerin birçok lideri tam teslimiyetle ABD'nin emrine girmiþler...

Ne büyük utanç ya Rabb!?

1.8 milyar müslüman, 9 miyon Yahudi ile baþa çýkamýyor!?

Arap liderler, akan kardeþlerinin kanýný seyrediyor! O bombalarý atan uçaklarýn benzinini Araplar veriyor!

Acý olan bu ya!?

Ve hatta utanç olan...

Arrun aleyküm!

... Ve Hz. Ýsa (a.s) ve Mesih:

Hýristiyanlýk inancýna göre Tanrý’nýn Oðlu Hz. Ýsa (a.s) büyüyüp teblið faaliyetlerine baþlayýnca onun etrafýnda toplanan ilk Hýristiyan toplum, Yahudilerin beklenen Mesih ümidinin Hz. Ýsa (a.s) ile gerçekleþtiðine inandýlar. Yahudilerin çoðunluðu ve din adamlarý ise Hristiyanlarýn "Tanrý Oðlu" ile "Mesih" gibi birtakým iddialarýný benimsemedikleri gibi buna þiddetle karþý çýktýlar. Zira bu durum dinden sapmayý iþaret ediyordu. Hýristiyanlýðýn teblið sürecinde Yahudi toplumu Hz. Ýsa (a.s) hakkýndaki hükmünü çoktan vermiþti. Nitekim Yahudiler, dini geleneklerine sahip çýkmak adýna o andan itibaren sadece Hýristiyanlýða karþý çýkmakla yetinmeyip ayný zamanda Hz. Ýsa (a.s)’ýn yakalanýp öldürülmesi durumunda da yoðun faaliyetlere giriþtiler.

Kendisine türlü suçlar isnat edilen ve bunlardan yargýlanan Hz. Ýsa (a.s), Yahudilerin istekleri doðrultusunda Roma Ýmparatoru eliyle Çarmýh'a gerilerek idam edildi. Bu olay, Yahudiler ve Hýristiyanlar arasýnda kapanmasý mümkün olmayan bir gönül yarasý açtý. Çarmýh olayýndan itibaren Hz. Ýsa (a.s)’ýn öðretileri etrafýnda toplanan Hýristiyanlar bir taraftan onun mesajlarýný insanlara yayarken, diðer yandan da Yahudileri "Tanrý/Mesih katili" olarak lanetleme yoluna gittiler ve üstelik onlarý baþ düþmanlarý olarak kabul ettiler.

Hristiyanlar ile Yahudiler arasýndaki iliþkilerin baþtan itibaren daima çatýþma ve düþmanlýk temelinde seyretmesinin nedeni iþte bu derin kýrýlmadýr. Ýlerleyen süreçte asýrlar boyu bu kýrýlma daha da derinleþtirerek devam etti.

... Ve Hz. Ýsa (a.s) ve Çarmýh:

Hz. Ýsa (a.s)'in doðumuyla gerçekleþip olaðanüstü mücadelesiyle devam eden ve Hristiyanlýk anlayýþýna göre Çarmýh'a gerilip trajik ölümüyle neticelenen geliþmeler, o tarihlerden baþlayýp çok elim olaylarla devam eden ve günümüzde bambaþka bir noktaya evrilen Hristiyanlarla Yahudiler arasýndaki iliþkilerin seyrini belirlemiþtir. Bu öyle bir iliþki ki, asýrlar boyunca Hýristiyan dünyasý Yahudileri, Tanrý oðlu Hz. Ýsa (a.s)’ý öldürdükleri için "Tanrý/Mesih Katilleri" olarak lanetlemekle kalmadýlar ayný zamanda onlarý can düþmaný olarak gördüler, yok saydýlar, dýþladýlar, aþaðýladýlar, sürgün ettiler ve soykýrýma uðrattýlar. Üstelik bu durum 20. Yüzyýla kadar aralýksýz olarak böyle devam etti. Bu süreç 2. Dünya Savaþý sularýnda Nazi Almanyasý ve müttefikleri tarafýndan Avrupa’daki 6 milyon Yahudi’ye karþý devlet desteðiyle sistematik olarak gerçekleþtirilen Holokost (soykýrým) ile zirve noktasýna ulaþtý.

... Ve Holokost (Soykýrým):

2. Dünya Savaþý günlerinde Hristiyan Avrupa’nýn orta yerinde gerçekleþen Holokost (soykýrým), Yahudi tarihinin en acý olaylarýndan birisiydi. Burada altý milyon kadar Yahudi, devlet eliyle katledildi ve bu durum hem Hristiyan ve hem de Yahudi dünyasýnda derin kýrýlmalara, yýkýmlara ve sorgulamalara neden oldu. Holokost olayý Hristiyanlar açýsýndan Yahudi düþmanlýðý olayýnýn sorgulanmasýna neden olurken, Yahudiler açýsýndan da devlet kurma yolunda ciddi adýmlarýn atýlmasýna sebebiyet verdi. Bu olay neticesinde Hristiyanlarýn Yahudilere bakýþý keskin bir dönüþüm geçirdi ve Tanrý katili olarak düþman bildikleri Yahudileri bundan sonra Mesih þahidi olarak görmeye baþladýlar.

... Ve Siyonizm ideli:

Hristiyanlar doðar doðmaz çocuklarýný Kilise'ye götürürler. Düðünlerini Kilise'de yaparlar. Anaokulu'na giden her Hristiyan çocuk, haftanýn bir günü Kilise'ye götürülür ve nasýl dua edeceði öðretilir.

Yahudiler'de ise ilk iþ, bir yaþýndaki bebeðe Ýbranice öðretmekle baþlar. Çünkü çocuklarýnýn Tevrat'ý iyi bilmelerini isterler!

4 ile 10 yaþ arasýndaki her Yahudi çocuðu silah kullanmayý zorunlu öðrenir.

5 yaþýna gelince de Mescid-i Aksa'ya götürülür çocuða; "Bak yavrum! biz birgün bu Mescid-i Aksa'yý yakacaðýz ve yerine Süleyman mabedini yapacaðýz. Buna bizim ömrümüz yetmez ise bunu sen yapacaksýn" diye yemin ettirilir!

Daha küçüklükten her çocuða Arz-ý Mev'ud (va'dedilmiþ toprak) düþünmesi empoze edilir ki, çocuk hep o hayalle büyür...

... Ve Arz-ý Mev'ud:

Va'ad edilmiþ topraklardýr. Ancak Kur'an-ý Kerim bu iddialarý onaylamaz.

Va'dedilmiþ topraklar, Museviliðe yani Yahudiliðe göre Yehova tarafýndan Ýsrailoðullarýna va'dedilmiþ bölgedir. Yahudilik inancýna göre Hz. Musa (a.s)'ýn Filistin'e girene kadar dolaþmýþ olduðu topraklardýr. Tam olarak sýnýrlarý belli olmamakla beraber, bugün Ýsrail topraklarýný oluþturan bölgenin Va'dedilmiþ topraklar olduðu "Siyonistler tarafýndan" savunulur.

Tevrat'ýn Tekvin kitabýnýn 15. Bab'ýnda ise þöyle yazmaktadýr:

"O günde Rab, Abraham'la ahdedip dedi: Mýsýr ýrmaðýndan büyük ýrmaða, Fýrat ýrmaðýna kadar bu diyarý, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refalarý ve Amorileri ve Kenanlýlarý ve Girgaþileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim."

Bu tanýma göre ise Fýrat Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar olan geniþ bölge Ýsrailoðullarýna va'dedilmiþtir. Bununla birlikte sýnýrlarýnýn tam olarak belirtilmemiþ olmasý nedeniyle bu taným da oldukça tartýþmalýdýr.

Siyonist Yahudilere göre:

Nil'den Fýrat'a va'ad edilmiþ topraklardýr!

Allah'ýn, Hz. Ýbrahim (a.s)'e ve O'nun soyundan gelenlere vermeyi va'ad ettiði yer için kullanýlan terimdir.

Ýbranice'de, "Eretz Israel" denilen bu bölge Ahd-i Atik'te "Ken'an diyarý" "Diyar" "Gurbet diyarý" "Memleket" diye de zikredilmektedir. Ýkinci Mabed döneminden itibaren ise "Arz-ý Mev'ud" diye adlandýrýlmýþ olup Ahd-i Cedid'de de bu isimle geçmektedir. Ahd-i Atik'te burasý ayrýca "Ýyi ve geniþ diyar" "Süt ve bal akan diyar" "Bütün memleketlerin sü­sü olan diyar” diye tavsif edilmiþtir. Kitab-ý Mukaddes'te Hz. Ýbrahim (a.s)'e yapýlan vaadde, "Mýsýr ýrmaðýndan büyük ýrmaða, Fýrat ýrmaðýna kadar olan bölge" Hz. Musa (a.s) ve Yeþu'a yapýlan vaadde, “Ayak tabanýnýzýn basacaðý her yer sizin olacak!" denilmiþtir. Arz-ý Mev'ud'un sýnýrlarý Ahd-i Atik'te daha ayrýntýlý olarak verilmektedir!

... Ve Siyonist Ýsrail Tanrý'sý diyor ki:

Tevrat’a (sonradan uydurulan Tevrat) göre, Hz. Musa (a.s)’ýn Rab’dan yani Yehova’dan aldýðý bu "On Emir" Yahudiler arasýndaki iliþkiyi düzenler.

Yani, “Öldürmeyeceksin” emri, “Yahudi, Yahudi’yi öldürmesin” anlamýndadýr.

Tevrat’ta geçen Ayetlere bakýlýrsa, "kimseyi sað býrakmayacaksýn, yok edeceksin, helak edeceksin" gibi ifadelerle dolu birçok emre rastlarsýnýz.

Tevrat’ta Tesniye, Bap 20, 16 ve 18. emirde:

"Rabb'in sana miras olarak vermekte olduðu bu kavimlerin þehirlerinden nefes alan kimseyi sað býrakmayacaksýn. Rabb'in sana emrettiði gibi tamamen yok edeceksin" diyor.

Hezekiel, Bap 9, Ayet 5-6 emirde:

"Vurun; gözünüz esirgemesin ve acýmayýn; ihtiyarý, genci ve ere varmamýþ kýzý ve çocuklarla kadýnlarý helak için vurun" diyor.

Yani Tevrat kýsaca diyor ki; “Eðer diðer milletler, benim seçtiðim kavim olan Yahudiler’e savaþmadan teslim olurlarsa, onlarý köle edin kendinize. Yok eðer savaþýrlarsa, kadýn erkek, çoluk çocuk, genç ihtiyar, hatta kundaktaki bebek ve bazen o þehrin içindeki hayvanlarý bile katletmekten imtina etmeyin.

Ýsrail, inandýðý dinin emirlerini yerine getiriyor. Ýnancýna göre yaþýyor...

Kan, kin, nefret ve katliam üzerine bina edilen bir inanç!

... Ve Kur'an diyor ki:

"Ve bizi, kafirler topluluðundan rahmetinle kurtar!" Yunus,10/86

"Kim Ýslam’dan baþka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de hüsrana uðrayanlardandýr." Al-i Ýmran, 3/85

"Kafirlerin iyi iþleri engin çöllerde görünen seraba benzer. Susayan kimse onu uzaktan su sanýr; ama yanýna varýnca, umduðunu bulamaz." Nur, 24/39

"Kafir olarak ölenlerin iþleri, dünyada da, ahirette de boþa gider." Maide, 5/5

Buna göre imaný olmayan bir insanýn dünyayý abad etmesi bile kendisine bir kurtuluþ saðlamamakla birlikte, Cehennem'de tabakasýnýn düþük olabileceði anlaþýlmaktadýr.

Çünkü o kiþi yaptýðý iyi iþleri imaný olmamasý nedeniyle Allah’ýn rýzasýný kazanmak için yapmamýþtýr.

Mehmet Bozkurt, Eðitimci Ýlahiyatçý Araþtýrmacý Yazar

Henüz Yorum yok

Ýlk yorumu siz yazýn.

Yorum Býrakýn

E-Mail adresiniz yayýnlanmaz.







Yazarýn Diðer Makaleleri