ÖÐR. GÖR. OSMAN UTKAN

MEVLANA VE HACI BEKTAÞ

MEVLANA VE HACI BEKTAÞ

Ýnsanlar bazen birbirlerinin gýyabýnda konuþurken hoyrat davranabiliyor. Oysaki yüzyüze iletiþimde bu durumun çok geçerli olduðu söylenemez. Bu yüz yüze iletiþimde çatýþma olmadýðý anlamýna gelmemektedir.

Ýnsanlarýn ayný ortamda olmasý, anlýk görerek ve duyarak iletiþim kurmasý taraflarýn daha dikkatli olmasýný beraberinde getiriyor. Karþýmýzdaki insanýn ses tonundan veya jest ve mimiklerinden duygularýný anlamak daha kolay oluyor. Konuþulanýn ötesini ya da alt metinleri bu yolla bilebiliyoruz. Bundan dolayý ruberu (yüz yüze) iletiþim kurduðumuz zaman karþýmýzdaki kiþiyi daha az kýrýyoruz. Ancak birbirimizden ayrýldýðýmýz zaman insanlarýn arkasýndan çok rahat konuþabiliyoruz. Bazen hakkýnda konuþtuðumuz kiþi söylenenleri duysa belki de bir hayat boyu bize gönül koyacak, belki kýzacak, belki de küsecektir. Sonuç kýrgýnlýk ve dargýnlýk…

Þimdilerde sosyal medyada ve geleneksel medyada insanlar birbirleri hakkýnda ulu orta olumsuz bir þekilde konuþurken görebiliyoruz. Birbirlerini aþaðýlayan hakaretamiz sözleri sýklýkla duyar olduk. Özellikle konu siyaset ve spor olunca hakaretler sýradan hale gelmiþtir. Bu durumlarýn toplumdaki karþýlýðý ne yazýk ki çok daha kötü olabilmektedir. Yukarýlarda bir hakaret topluma indiðinde küfürleþmeye ve kavgaya dönüþebilmektedir.

Siyasette ve sporda duymaya alýþtýðýmýz bu kaba saba sözleri, bazen din âlimlerinde ve bilim insanlarýnda da müþahede etmekteyiz. Bu edebe aykýrý ve kul hakkýna giren davranýþlarý ulu orta bir þekilde medyadan öðreniyoruz. “Falanca hoca, falanca hocaya þöyle dedi, böyle dedi.”  gibi cümleleri sýklýkla duymaktayýz. Kanaat önderi bu kiþilerin ya da bilim camiasýnda hocalarýn bu konularda oldukça duyarlý olmalarý gerektiðini düþünüyorum.

Konuya iliþkin Mevlana ve Hacý Bektaþ arasýnda geçen bir olayý nakletmek istiyorum. Denilir ki bir hýrsýz çaldýðý ineklerden birisini Mevlana’nýn medresesine getirip, hýrsýz olduðunu ve çaldýðý ineklerden birisini baðýþlamak istediðini söyler. Ancak Mevlana ona kýzarak “Bizim buraya haram girmez. Git buradan!” der.

Hýrsýz bu sefer Nevþehir’e Hünkarlý Sultan Hacý Bektaþ’ýn dergahýna gider. Ayný teklifini Hacý Bektaþ’a yapar. Hacý Bektaþ da “Tamam getir býrak!” der. Bunun üzerine hýrsýz Konya’da Mevlana Celalettin var. Ona ineði götürdüm ama o reddetti ve bana kýzdý. Sen neden kabul ettin?” diye sorar. Hacý Bektaþ “Mevlana þahindir bizim gibi her leþe konmaz.” diye cevap verir.

Hýrsýz ineði oraya býrakýp sonrasýnda Konya’ya Mevlana’nýn yanýna gider. Mevlana’ya “Senin kabul etmediðin ineði Hacý Bektaþ kabul etti.” der. Bunun üzerine Mevlana “Hacý Bektaþ çok büyük bir ummandýr. Ne kadar pislik atarsan at, o yine de tertemiz kalýr.” diyerek muhteþem bir cevap vermiþtir.

Ýnsanda haset kýskançlýk ve hiddet duygularýnýn sonucunda, kiþinin ardýndan söylenen kýrýcý sözlerin toplamýna gýybet denilmektedir. Yüce kitabýmýzda gýybet “ölü kardeþinin etini yemek” olarak ifade edilmiþtir. Kiþiler hakkýnda kötü konuþmak, býrakýn kiþinin arkasýndan yapýlmasýný; yüzüne karþý dahi uygun deðildir. Gýybet ya da dedikodu kardeþliðe, dostluða ve insanlýða aykýrý bir davranýþtýr.

Kusurlarý örtmek vardýr, deðerlerimizde. Allah Settar’dýr, yani ayýplarý örtendir. Kiþinin birisinin ardýndan olumsuz konuþmasý, Allah’ýn “Semi” yani iþiten ve “Basar” yani gören sýfatlarýna aykýrý davranmaktýr. Yüce Allah her þeyi gören ve iþitendir. Ýþ böyleyken sýkýysa insanlarýn ardýndan konuþalým! Herkes ateþ topluyor, bu dünyada. Hayatýmýzý daha dünyada iken zehrediyoruz. Öbür tarafý varýn siz düþünün.

  

Henüz Yorum yok

Ýlk yorumu siz yazýn.

Yorum Býrakýn

E-Mail adresiniz yayýnlanmaz.







Yazarýn Diðer Makaleleri