FURKAN YILMAZ ALTINÖZ

BUHTUNNASR VE FÝLÝSTÝN YAHUDÝLERÝ

BUHTUNNASR VE FÝLÝSTÝN YAHUDÝLERÝ

Þeytan taþlamaktan yeni geldim. Mekke’de bulunan sembol þeytanlar ki büyük þeytan, orta þeytan ve küçük þeytan. Hacýlar ve hac hikayesini dinleyenler þeytanlarýn 3 boyutta olduklarýnýn farkýnda olmalýlar. Ve þeytan sadece taþ mý? Þeytan sadece ateþten olan mý? Yoksa þeytan hem taþ hem ateþ hem de ete kemiðe bürünmüþ hali olan bir aykýrý varlýk mý?

Þeytanýn en büyük özelliði korku ve endiþe üretmektir. Vesvese, þüphe, güvensizlik sunmak ta diðer özellikleri. Taþtan olan þeytan Hac ibadetinde muhatabýmýz oluyor. Ateþten olan þeytanýn tehlikesi sürekliliðini koruyor. Ama etten ve kemikten olan yani fiziki olarak insan gibi gözüken þeytan ise en tehlikelisi. En korkuncu. En katili. En düzenbazý. En vahþisi. Kötülükte ona denk gelecek bir varlýk yok.

Þimdilerde bu rolü Trump denen bir varlýðýn üstlendiðini görüyoruz. Bu büyük olaný. Bir de küçük rolünü oynayan var yanýnda. Küçük. Orta þeytan rolünü oynayanlar da yok deðil. Trump’ýn Buhtunnasr’ý davet eden þu "ABD'nin Gazze Þeridi'ni devralacaðý, Filistinlilerin de Gazze'den ayrýlmaktan baþka seçeneklerinin olmadýðý" sözleri; þeytanýn özelliklerini taþýyor. Korkut, ürküt ve yönet. Ýnsanlýða meydan okuyan, bu okuyuþ deðirmenine su taþýyanlar var. Korkun. Teslim olun. Tarihte de buna benzer þeytani korkutmalar olmuþtu. Ama o korkutulmak ve teslim alýnmak istenen Müslümanlarýn cevabý þöyle oldu “Bir kýsým insanlar, müminlere: «Düþmanlarýnýz olan insanlar, size karþý asker topladýlar; aman sakýnýn onlardan!» dediklerinde bu, onlarýn imanlarýný bir kat daha arttýrdý ve «Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!» dediler.” (Ali Ýmran 173)

Büyük þeytan ve yavru þeytan filistin topraklarýna çaðdaþ Buhtunnasr’larý davet ediyor. Onlarda gelmek için gün sayýyor. Ýnsan tarihsiz olmaz. Ýnsan tarihle hayal kurar. Proje yapar. Buhtunnasr (Nebukadnezzar II), Yeni Bâbil Krallýðý’nýn kurucusu ve Keldânî hânedanýnýn ilk kralý Nabopolassar’ýn oðludur.  Yahuda Kralý Yehoyakim’in, Peygamber Yeremya’nýn öðütlerine raðmen vergi ödememesi üzerine Buhtunnasr 598 yýlý sonunda Kudüs’e yürümüþ ve birkaç hafta süren kuþatmadan sonra 16 Mart 597’de þehri almýþtýr. Kudüs’ün düþmesinden önce ölen Yehoyakim’in yerine geçen oðlu Yehoyakin ise tahtta ancak üç ay kalabilmiþ, Bâbil ordusu tarafýndan þehrin alýnýþýndan sonra ise ailesi ve ileri gelenlerle birlikte Bâbil’e götürülmüþtür. Buhtunnasr Yehoyakin’in yerine onun amcasý Mattanya’yý, adýný Tsedekiya olarak deðiþtirip kral yapmýþ, kral evinin ve mâbedin hazinelerini yaðmalamýþtýr (II. Krallar, 24/10-17). Baþlangýçta Bâbil’e itaat eden Tsedekiya, saltanatýnýn dokuzuncu yýlýnda Edom, Ammon, Moab ve Tyr (Sur) ile anlaþma yaparak Mýsýr’ýn yanýnda yer almýþ ve Bâbil’e vergi ödemeyi reddetmiþtir. Bunun üzerine Bâbil ordusu Kudüs’e yürümüþ ve þehri kuþatmýþtýr. Mýsýr yardýma gelmemiþ ve bir yýldan uzun süren kuþatmadan sonra Buhtunnasr þehri almýþtýr (586). Yahuda Kralý Tsedekiya kaçmaya çalýþýrken yakalanmýþ, gözleri önünde ailesi katledilmiþ, kendisi de kör edilerek yahudilerin büyük bir kýsmý ile birlikte esir olarak Bâbil’e götürülmüþtür. Kudüs þehri yakýlmýþ, Süleyman Mâbedi yýkýlmýþtýr.

Sosyolojik ve tarihi bir gerçektir ki korkanlar ve korkacak olanlar hep zalimler olmuþtur. Ve tarih bir daha tekerrür edecektir.

Henüz Yorum yok

Ýlk yorumu siz yazýn.

Yorum Býrakýn

E-Mail adresiniz yayýnlanmaz.







Yazarýn Diðer Makaleleri