- 23 Haziran 2025 - EKRAN MUHAKEMEYÝ ZAYIFLATTI; DÝN, AHLAK VE NAMUS ÇÖKTÜ
- 31 Mayýs 2025 - SEVDÝRÝN, MÜJDELEYÝN, ÝKNA EDÝN!
- 31 Mayýs 2025 - PEYGAMBERÝMÝZ HZ. MUHAMMED (S.A.V) ÞAHSÝYETÝNDE GÜNÜMÜZ GENÇLÝÐÝNDE ÞAHSÝYETÝN ÝNÞASI
- 15 Mayýs 2025 - MÝZAHÎ BÝR VÝDEO NASIL ‘SKANDAL’ OLDU?
- 06 Mayýs 2025 - BAKAN YUSUF TEKÝN'E KÝMLER, NÝÇÝN SALDIRIYORLAR?
- 14 Nisan 2025 - BOÞANMIÞ EÞLERÝN ÇOCUKLARININ PSÝKOLOJÝSÝ: AMAN DÝKKAT
- 19 Þubat 2025 - KOCANIZIN AÝLE AÝDÝYETÝ NASIL SAÐLANIR?
- 04 Þubat 2025 - MADDE BAÐIMLILIÐI DAHA KAÇ CAN ALACAK
- 05 Ocak 2025 - DÝJÝTAL BAÐIMLILIÐA ÇÖZÜMDE ZEKÂ OYUNLARI
- 25 Aralýk 2024 - EÞLERÝN BÝRBÝRÝNÝ ANLAMAMASI: SEBEPLER VE ÇÖZÜMLER
- 15 Aralýk 2024 - KARI-KOCA ARASINDA SEVGÝ BAÐINI GELÝÞTÝRME VE DEVAM ETTÝRME
- 09 Aralýk 2024 - SURÝYE ZAFERÝ MASADA KAYBEDÝLMESÝN
- 03 Aralýk 2024 - SÜRESÝZ NAFAKA ZULMÜ MEDENÝYET YIKIYOR
- 02 Aralýk 2024 - AÝLE HUZURUNU KAÇIRAN “EL SÖZÜ” : DIÞ MÜDAHALE
- 08 Kasým 2024 - HUZURLU BÝR HAYAT ÝÇÝN 30 ETKÝLÝ ÖNERÝ
- 20 Ekim 2024 - CEPHE ÞEHÝDÝ YAHYA SÝNVAR
- 15 Ekim 2024 - CUMA GÜNÜ TATÝL OLSUN: MEDENÝYET MEFKÛREMÝZ
- 25 Eylül 2024 - DURSUN BU HAYASIZCA AKIN: AÝLENÝ KORU
- 14 Eylül 2024 - PEYGAMBERÝMÝZ HZ. MUHAMMED (S.A.V) ÞAHSÝYETÝNDE GÜNÜMÜZ GENÇLÝÐÝNDE ÞAHSÝYETÝN ÝNÞASI
- 07 Eylül 2024 - DOÐU SEFERÝ: DEÐERLER EÐÝTÝMÝ ÇALIÞTAYI VE SUFFE - NÝZAMÝYE MEDRESELERÝ
- 02 Aðustos 2024 - ÞEHÝT SÜLALESÝ: HENÝYYE
- 30 Temmuz 2024 - TBMM ÝSMAÝL HENÝYYE'YÝ KONUÞTURSUN
- 15 Temmuz 2024 - SÝYONÝST ASKERLER VATANDAÞLIÐIMIZA LEKEDÝR
- 09 Temmuz 2024 - SURÝYE ÜMMET SORUMLULUÐUMUZ VE FÝTNE!
- 15 Nisan 2024 - ÝMDAT ÇAÐRISI: GENÇLÝÐÝ KAYBEDÝYORUZ
- 10 Þubat 2024 - NETANYAHU'NUN NÝHAÝ GAZZE HEDEFÝ: KÝM YÖNETECEK
- 25 Ocak 2024 - ÝNSANLIK VÝCDANINA GAZZE ÇAÐRISI: SEN DEÐÝLSE KÝM?
- 21 Ocak 2024 - GAZZE VE HAYATIN ANLAMI
- 23 Aralýk 2023 - Katil Amerika ve Ýsrail sona geldi

ADNAN KALKAN
-YENÝ- SINAV SONRASI DÝJÝTAL BAÐIMLILIK VE PSÝKOLOJÝK BUNALIM
Yoðun Sýnav Çalýþmasý Bitince Öðrenci Boþa Düþüyor ve Dijitale Kapýlýyor
Aylarca süren sýnav hazýrlýðý, stres, deneme sýnavlarý ve bazen gece geç saatlere kadar süren çalýþmalar sona erdiðinde birçok öðrenci kendini boþlukta hissediyor. Sabah kalkacak bir sebep, akþam kapanacak bir kitap, çözülmesi gereken bir test kalmayýnca genç zihin “þimdi ne yapmalýyým?” sorusuyla baþ baþa kalýyor. Bu boþluk hali, çoðu zaman sosyal medyada geçirilen saatlerle ya da dijital oyunlarla doldurulmaya çalýþýlýyor. Ne yazýk ki bu durum, uzun vadede daha büyük sorunlara zemin hazýrlýyor. Günlük 10 saati geçen ders çalýþma süresi sýnav sonrasýnda koca bir boþluk oluþturuyor. Bu boþluk meþguliyet ile dolmayýnca önce can sýkýntýsýna, sonra bunalýma ve ardýndan baðýmlýlýða sebep olabiliyor.
Dijital Oyun ve Ekran ile Nöropsikolojik Zarar Görüyor
Zihinsel yorgunluðun ardýndan kontrolsüz dijital içerik tüketimi, beynin ön bölgesinde ciddi tahribatlara neden olabiliyor. Bilimsel çalýþmalar, uzun süreli dijital ekran maruziyetinin dikkat eksikliði, hafýza zayýflýðý, karar verme güçlüðü, sosyal izolasyon ve duygusal dengesizlik gibi nöropsikolojik sorunlara yol açtýðýný gösteriyor. Özellikle sýnavdan sonra dijitale yönelen gençlerde baðýmlýlýk riski ciddi oranda artýyor.
Boþluk Hissi Psikolojik Bunalýmlara Dönüyor
Sýnavdan çýkan bir gencin tek ihtiyacý “rahatlamak” deðildir. Çoðu genç, “ben þimdi ne yapabilirim?” sorusuyla yüzleþmeye baþlar. Çünkü sýnav, uzun süre boyunca hayatýn merkezine yerleþmiþtir. Hedef ortadan kalkýnca bir tür anlamsýzlýk, yetersizlik ve kimlik bunalýmý ortaya çýkar. Eðer bu süreç iyi yönetilmezse depresyon, anksiyete, sosyal içe kapanma gibi ciddi psikolojik sorunlar baþ gösterebilir.
Fýtrat Boþluk Kabul Etmez
Ýnsan, yaratýlýþý gereði meþguliyet ister. Zihin ve kalp boþ kaldýðýnda, zararlý olanla dolmaya meyillidir. Bu, fiziksel bir gerçek olduðu kadar psikolojik bir gerçektir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Ýki nimet vardýr ki insanlarýn çoðu onlarýn kýymetini bilmez: Saðlýk ve boþ vakit” buyurmuþtur. Bu sözü gençliðin yaz dönemine uyarlarsak: Boþ býraktýðýmýz gençlik, ya ekranla ya da bunalýmla doldurulur.
Mutlaka Bir Meþgale Bulun
Sýnav sonrasý sürecin en kritik noktasý, genci yeni bir uðraþa yönlendirmektir. Bu illa ki akademik bir çalýþma olmak zorunda deðildir. Yeter ki zihni oyalayan, yapýlandýrýcý bir faaliyet olsun. “Býrak dinlensin” mantýðý, uzun vadede zarar verebilir. Çünkü genç, bir hedefi olmadan kaldýðýnda kendi iç dünyasýnda boðulabilir. Oysa düzenli bir meþgale, hem ekraný hem de bunalýmý uzak tutar.
Doða ve Sanat ile Buluþturun
Yaz dönemi, doða ile temasý artýrmak için harika bir fýrsattýr. Piknik, kamp, yürüyüþ, fotoðrafçýlýk, resim, enstrüman öðrenme gibi faaliyetler gencin zihinsel dinginliðini artýrýr. Doða, sadece bedeni deðil ruhu da besler. Sanat ise bu anlamda fayda saðlar. Dijitalin soðukluðundan sýyrýlan bir genç, kendi ruhuyla yeniden temas kurar.
Yaz Kur’an Kurslarý ve Kamplara Gönderin
Manevî geliþim, yaz tatilinin en önemli yönüdür. Yaz Kur’an kurslarý, hem deðer aktarýmý hem de ahlakî eðitim açýsýndan güçlü bir fýrsattýr. Kur’an’la hemhal olan bir genç, hem zihnini hem kalbini temizler. Ýslami kamplar da hem disiplin hem sorumluluk kazandýrýr. Modern dünyanýn gürültüsünden sýyrýlýp fýtratla buluþmak için bu fýrsatlar deðerlendirilmelidir.
Kitap ile Hemhal Edin
Dijital ekranlar zihni paslandýrýrken, kitaplar ruhu iþler. Yaz döneminde gençlerin her gün en az 30-60 dakika kitapla baþ baþa kalmasý teþvik edilmelidir. Özellikle geliþim, roman, dini metinler ve medeniyet klasiklerimiz zihinsel ve duygusal dengeyi yeniden kurar. Okuma alýþkanlýðý kazanan bir genç, anlamsal yolculuða baþlar.
Ýnsan, arkadaþýnýn dini üzeredir. Bu hadis ýþýðýnda, sýnav sonrasý süreçte gencin kimlerle vakit geçirdiði çok önemlidir. Yapýcý, pozitif, hedefi olan ve deðerleri önceleyen arkadaþ çevresi, gencin yönünü tayin eder. Spor kulüpleri, izcilik, gönüllü faaliyetler, kültür sanat kurslarý bu tür arkadaþlýklarýn kurulmasýna vesile olur.
Unutmayýn! Sýnavdan Baþarýyla Çýkan Genç de Boþluk Hissiyle Bunalýma Girebilir
Sýnavdan yüksek puan almasý, gencin iç dünyasýnda huzurlu olduðu anlamýna gelmez. Kimi zaman en baþarýlý görünen öðrenciler, içsel bir boþluk yaþar ve bu da zamanla aðýr bir bunalýma dönüþebilir. Bu nedenle sadece baþarýnýn deðil, ruhsal denge ve meþguliyetin de gözetilmesi gerekir.
Tatil, Boþluk Deðil Geliþim Zamanýdýr
Sýnavlar geçti, stres sona erdi. Ama gençliðin inþasý devam ediyor. Bu yaz dönemini sadece dinlenme deðil, yeniden inþa ve geliþme süreci olarak görelim. Dijitalin karanlýðýndan çýkarýp, kainata, sanata, maneviyata ve kitaba yönlendirelim. Boþluk kalmasýn, umut yeþersin. Çünkü gençliði korumak, geleceði kurtarmaktýr.
Adnan Kalkan
adnankalkan01@gmail.com
Twitter: @adnankalkan01
YouTube: Adnan Kalkan
Henüz Yorum yok