- 03 Temmuz 2025 - -YENÝ- SINAV SONRASI DÝJÝTAL BAÐIMLILIK VE PSÝKOLOJÝK BUNALIM
- 31 Mayýs 2025 - SEVDÝRÝN, MÜJDELEYÝN, ÝKNA EDÝN!
- 31 Mayýs 2025 - PEYGAMBERÝMÝZ HZ. MUHAMMED (S.A.V) ÞAHSÝYETÝNDE GÜNÜMÜZ GENÇLÝÐÝNDE ÞAHSÝYETÝN ÝNÞASI
- 15 Mayýs 2025 - MÝZAHÎ BÝR VÝDEO NASIL ‘SKANDAL’ OLDU?
- 06 Mayýs 2025 - BAKAN YUSUF TEKÝN'E KÝMLER, NÝÇÝN SALDIRIYORLAR?
- 14 Nisan 2025 - BOÞANMIÞ EÞLERÝN ÇOCUKLARININ PSÝKOLOJÝSÝ: AMAN DÝKKAT
- 19 Þubat 2025 - KOCANIZIN AÝLE AÝDÝYETÝ NASIL SAÐLANIR?
- 04 Þubat 2025 - MADDE BAÐIMLILIÐI DAHA KAÇ CAN ALACAK
- 05 Ocak 2025 - DÝJÝTAL BAÐIMLILIÐA ÇÖZÜMDE ZEKÂ OYUNLARI
- 25 Aralýk 2024 - EÞLERÝN BÝRBÝRÝNÝ ANLAMAMASI: SEBEPLER VE ÇÖZÜMLER
- 15 Aralýk 2024 - KARI-KOCA ARASINDA SEVGÝ BAÐINI GELÝÞTÝRME VE DEVAM ETTÝRME
- 09 Aralýk 2024 - SURÝYE ZAFERÝ MASADA KAYBEDÝLMESÝN
- 03 Aralýk 2024 - SÜRESÝZ NAFAKA ZULMÜ MEDENÝYET YIKIYOR
- 02 Aralýk 2024 - AÝLE HUZURUNU KAÇIRAN “EL SÖZÜ” : DIÞ MÜDAHALE
- 08 Kasým 2024 - HUZURLU BÝR HAYAT ÝÇÝN 30 ETKÝLÝ ÖNERÝ
- 20 Ekim 2024 - CEPHE ÞEHÝDÝ YAHYA SÝNVAR
- 15 Ekim 2024 - CUMA GÜNÜ TATÝL OLSUN: MEDENÝYET MEFKÛREMÝZ
- 25 Eylül 2024 - DURSUN BU HAYASIZCA AKIN: AÝLENÝ KORU
- 14 Eylül 2024 - PEYGAMBERÝMÝZ HZ. MUHAMMED (S.A.V) ÞAHSÝYETÝNDE GÜNÜMÜZ GENÇLÝÐÝNDE ÞAHSÝYETÝN ÝNÞASI
- 07 Eylül 2024 - DOÐU SEFERÝ: DEÐERLER EÐÝTÝMÝ ÇALIÞTAYI VE SUFFE - NÝZAMÝYE MEDRESELERÝ
- 02 Aðustos 2024 - ÞEHÝT SÜLALESÝ: HENÝYYE
- 30 Temmuz 2024 - TBMM ÝSMAÝL HENÝYYE'YÝ KONUÞTURSUN
- 15 Temmuz 2024 - SÝYONÝST ASKERLER VATANDAÞLIÐIMIZA LEKEDÝR
- 09 Temmuz 2024 - SURÝYE ÜMMET SORUMLULUÐUMUZ VE FÝTNE!
- 15 Nisan 2024 - ÝMDAT ÇAÐRISI: GENÇLÝÐÝ KAYBEDÝYORUZ
- 10 Þubat 2024 - NETANYAHU'NUN NÝHAÝ GAZZE HEDEFÝ: KÝM YÖNETECEK
- 25 Ocak 2024 - ÝNSANLIK VÝCDANINA GAZZE ÇAÐRISI: SEN DEÐÝLSE KÝM?
- 21 Ocak 2024 - GAZZE VE HAYATIN ANLAMI
- 23 Aralýk 2023 - Katil Amerika ve Ýsrail sona geldi

ADNAN KALKAN
EKRAN MUHAKEMEYÝ ZAYIFLATTI; DÝN, AHLAK VE NAMUS ÇÖKTÜ
Mantýk muhakemenin çökmesiyle beraber din, ahlak ve namus kavramlarý da çöktü. Çýplaklýk medeniyet misali anlaþýldý. Ýnançsýzlýk meziyet gibi yansýtýldý.
Modern çaðýn insaný, aklý ekranlara kiraya vermiþ durumda. Düþünmek yorucu geldiði için, hazýr fikir paketlerine sarýlýyor. Sonuç: sorgulamayan, sorgulanamayan, muhakeme edemeyen, mantýk zincirleri kopmuþ bir nesil… Ve bu zincir kopunca sadece düþünce deðil; din, ahlak, namus gibi insanlýðýn asli deðerleri de darmadaðýn oldu.
Dijital oyun ve sosyal medya, prefrontal beyin lobunu zayýflattý; mantýk muhakeme çökertildi
Beynin karar verme merkezi olan prefrontal korteks, insaný insan yapan yapýdýr. Ýrade, dikkat, muhakeme, akýl yürütme bu merkezde þekillenir. Ancak ne yazýk ki dijital oyunlar, sosyal medya akýþý ve algoritmik baðýmlýlýk döngüsü, bu bölgeyi adeta felç etti.
Çocuklar artýk 5 yaþýndan itibaren parmaklarýný deðil, akýllarýný kaybediyor. Ergenler saatlerce TikTok’ta video izliyor, ama beþ dakikalýk bir tefekküre, okumaya hatta dinlemeye tahammül edemiyor. Oyunlarda karar deðil refleks var. Hikmet deðil heyecan var. Düþünce deðil, dürtü var.
Mantýk, muhakeme, karar verme ve irade çökünce; din, ahlak ve namus da çöktü
Muhakeme edemeyen bir zihin, doðru ile yanlýþý ayýrt edemez. Hak ile batýl arasýnda seçim yapamaz. Aklýný kullanmayan, hevasýna uyar. Bu yüzden günümüz gençliði inancýný ekran rüzgârýna kaptýrdý. Deðerlerini modaya feda etti. Ýradenin yýkýmý, karakterin ve þahsiyetin yýkýmýdýr.
Aklýný iþletmeyenler, vahyi anlayamaz. Kur’an, akla hitap eder. Ýslam, tefekkürle inþa olur. Ama zihin uyuþmuþsa, din de þekle indirgenir, ruhsuz bir forma dönüþür. Ahlak, sadece kelimede kalýr. Namus, içi boþ bir nostaljiye döner.
Açýklýk yerini çýplaklýða býraktý
Kavramlar tersyüz edildi. Eskiden “açýklýk” denilince baþörtüsü yokluðu anlaþýlýrdý. Bugünse vücut hatlarýný sergilemek, mahremi ifþa etmek “özgürlük” zannediliyor. Çýplaklýk, moda adý altýnda yüceltiliyor. Ne göz mahremi kaldý, ne gönül huzuru... Sokaklarda yatak odasýnda giyilmeyecek elbiseler giyiliyor.
Gencecik kýzlar, kendini beðendirmek için daha fazla açýlýyor. Çünkü anlamdan kopan her ruh, görünerek var olmaya çalýþýr. Oysa hakiki deðer, örtünmekte, korunmakta, korunmaya deðer olmaktadýr. Tarih boyunca köleler açýk, soylular çýplak gezmiþtir. Modern çaðda açýk saçýklýk yani çýplaklýk soyluluk gibi algýlanýyor. Deðerli varlýðýný kimse ulu ortada býrakmýyor ama en deðerli olan beden dýþarý atýlýyor. Mantýk muhakeme çökünce deðer anlayýþý da çökmüþ oluyor.
Deizm ve ateizm gençler arasýnda arttý
Dijital kuþatma sadece bedenleri deðil, inanç dünyasýný da hedef aldý. Son yýllarda özellikle deizm, ateizm ve agnostisizm gibi inançsýzlýk akýmlarý, ortaokul çaðýndaki çocuklara kadar indi. Çünkü bu çocuklar anlam, amaç, varoluþ ve deðer sorularýný kendilerine soramýyor. Muhakeme edemeyince ve akýl yürütülemeyince inanç sistemi de çöküyor. Bunca delile raðmen “var olan yaratýcýyý yok sayýyor, yokluk ispatlanamamasýna raðmen haþa yaratýcýnýn yokluðunu savunuyor.”
Dijital içerikler “eðlence” maskesiyle hiçlik felsefesi pompalýyor. “Aný yaþa”, “boþ ver”, “sen deðerlisin, çünkü öylesin” gibi içi boþ mesajlar, onlarý sahte bir mutluluða sürüklüyor. Oysa gerçek mutluluk ve hatta huzur, hakikatin izini sürmekle baþlar. Hakka ulaþmakla nihayet bulur.
Gerek þahsi gerek toplumsal ahlak çöktü
Bireysel ahlak, toplumsal vicdanýn temelidir. Ama þahsiyet inþa edilmezse, toplum bina edilemez. Þahsî menfaatin kutsandýðý, fedakârlýðýn küçümsendiði, hayânýn hor görüldüðü bir çaðdayýz. Bu çaðda insanlar deðil, maskeler konuþuyor.
Toplumun yapýtaþý olan aile çöktü. Evler otel oldu. Eþler yabancýlaþtý. Çocuklar baþýboþ kaldý. Bu çöküþ sadece bireysel deðil; ayný zamanda medeniyetimizin ruhunu da eritti.
Yeniden toparlanma yolu, dijital ve sosyal ekrandan toplumsallýða geçiþtir
Bu gidiþ durdurulamaz mý? Elbette durdurulur. Ancak ilk adým, ekranlardan uzaklaþmakla baþlar. Toplumsallýk, ferdi hem denetleyen hem destekleyen bir güçtür. Komþuluk, mahalle kültürü, cemaat bilinci, akraba iliþkileri yeniden ayaða kaldýrýlmalýdýr.
Gençler yalnýzlaþtýkça içine kapanýyor. Ama dijital mahremiyet deðil, dijital yalnýzlýk var. Sanal sosyal baðlar, gerçek hayatý taþýyamaz. Gerçek baðlar, gerçek yüzlerle, gerçek kalplerle kurulur. Sanalla deðil.
Aile baðlarý güçlendirilmeli
Eþler, çocuklarýna býrakacaklarý en büyük mirasýn bir ev deðil, bir dava, bir þahsiyet, bir inanç olduðunu fark etmeli. Sofrada dua, evde edep, konuþmada nezaket yeniden diriltilmeli.
Okullar, akýl yürütme, muhakeme ve iradeyi geliþtirecek müfredatlar geliþtirmeli
Okullarýmýz ezber öðretiyor, ama düþündürmüyor. Puan yarýþýna boðulmuþ bir nesil, þahsiyet yarýþýný kaybediyor. Eðitim, sadece bilgi deðil; akýl, hikmet, irade ve ahlâk demektir. Bu deðerler müfredata uygulamalý þekilde girmeli.
Düþünme becerileri, mantýk yürütme, problem çözme, ahlâkî ikilem çözümlemeleri gibi alanlar, ders kitaplarýnýn parçasý olmalý. Ýnsaný sadece zihinle deðil, kalp ve vicdanla da eðitmeliyiz.
Mahremiyet kavramý ve anlamý küçük yaþtan itibaren öðretilmeli
Bugünün çocuklarý ekranlarda gördükleri ile büyüyor. Ama mahremiyetin ne olduðunu bilmiyorlar. Ne göz mahremi ne beden mahremi… Edep unutulunca sýnýr da kayboluyor. Oysa edep, inancýn dýþa yansýmasýdýr.
Mahremiyet, sadece giyim deðil; konuþma, davranýþ ve bakýþta da kendini gösterir. Bu kavram, daha anaokulu çaðýnda verilmelidir. Aksi takdirde, büyüdüðünde utanma deðil; utanmazlýk normalleþir. Çocuklarýmýza “Allah, sosyal medyanýn da rabbidir” anlayýþý kazandýrmalýyýz. Sosyal hayatta olan mahremiyet sýnýrlarý sosyal medyada da olmalýdýr.
Hayata ve inanca anlam yüklemeli
Çocuklara sadece "baþarýlý ol" demek deðil; “niçin yaþadýðýný” da anlatmak gerekir. Ýnsan, anlam ile ayakta durur. Anlamý olmayan genç, rüzgâr nereye sürüklerse oraya savrulur.
Ýnanç, sadece ritüel deðil; varoluþun temelidir. Gençler ibadeti anlamla yaþamalý, Allah ile iliþkiyi bir seküler korku deðil, bir yakýnlýk, bir anlam yolculuðu olarak görmelidir.
Aileler, nesil yetiþtirmeyi ev ve araba gibi maddelerin önünde tutmalý
Evler büyüyor, ama içindeki insanlar küçülüyor. Arabalar lüksleþti, ama gönüller fakirleþti. Aileler artýk çocuklarýný yarýþ atý gibi yetiþtiriyor, ama ruhunu ihmal ediyor.
Oysa en kýymetli yatýrým, bir çocuðun inançlý þahsiyetidir. Bu, ne borsa çökünce düþer, ne enflasyondan etkilenir. Ebeveynler çocuklarýnýn ahiretini düþünmeden, dünyevi hedeflere boðulmamalý.
Nesli ihya, medeniyeti inþa mefkûremize hizmet için toplumsal seferberlik ilan edilmeli
Bugün artýk mesele tek tek fertleri kurtarmak deðil; nesli ihya, medeniyeti inþa etme meselesidir. Bu bir bireysel çaba deðil; topyekûn bir seferberliktir.
Devlet, STK’lar, eðitimciler, ebeveynler ve din adamlarý; her biri bu mücadelede bir cepheyi tutmalý. Kur’an ve sünnet eksenli, aklý merkeze alan, fýtratý esas alan bir eðitim ve kültür hareketi baþlatýlmalýdýr.
Son söz: Mantýk muhakeme yýkýlýrsa, insan yýkýlýr. Ýnsan yýkýlýrsa, toplum yýkýlýr. Þimdi yeniden düþünme, yeniden dirilme, yeniden þahlanma zamanýdýr. Nesli ihya etmeden medeniyet kurulmaz. Ve bu ihya, ekraný kapatýp kalbi açmakla baþlar… Hazzý sýnýrlayýp huzura giden hakikat yoluna girmekle baþlar. Diðeriyle deðil bizzat kendinle baþlar.
Adnan Kalkan
adnankalkan01@gmail.com
Twitter: @adnankalkan01
YouTube: Adnan Kalkan
Henüz Yorum yok