- 07 Ekim 2025 - AKSA TUFANI
- 17 Eylül 2025 - -YENÝ- ÞEHÝT EBU UBEYDE...
- 10 Eylül 2025 - NESÝL YETÝÞTÝRENLERÝ ENGELLEYEN MAKAMA MEKTUP
- 11 Aðustos 2025 - ALLAH SOSYAL MEDYANIN DA RABBÝDÝR: DÝJÝTAL MAHREMÝYET
- 29 Temmuz 2025 - YAPAY ZEKÂ: HOCA MI, ASÝSTAN MI, ÞEYTAN MI?
- 25 Temmuz 2025 - KANUNLAR NÜFUSU DÜÞÜRÜYOR, SÖYLEMLER MUZDARÝP
- 21 Temmuz 2025 - KALEME ZULMEDEN SATILIK KALEMLER
- 14 Temmuz 2025 - NÝKAHLA EVLÝLÝK PAHALI ZÝNA UCUZ
- 12 Temmuz 2025 - AÇIKLIKTAN ÇIPLAKLIÐA; MAHREMÝYETÝN ÇÖKÜÞÜ
- 08 Temmuz 2025 - HAVALECÝ ANNE BABALAR NESLÝ PERÝÞAN ETTÝ
- 03 Temmuz 2025 - SINAV SONRASI DÝJÝTAL BAÐIMLILIK VE PSÝKOLOJÝK BUNALIM
- 23 Haziran 2025 - EKRAN MUHAKEMEYÝ ZAYIFLATTI; DÝN, AHLAK VE NAMUS ÇÖKTÜ
- 31 Mayýs 2025 - SEVDÝRÝN, MÜJDELEYÝN, ÝKNA EDÝN!
- 31 Mayýs 2025 - PEYGAMBERÝMÝZ HZ. MUHAMMED (S.A.V) ÞAHSÝYETÝNDE GÜNÜMÜZ GENÇLÝÐÝNDE ÞAHSÝYETÝN ÝNÞASI
- 15 Mayýs 2025 - MÝZAHÎ BÝR VÝDEO NASIL ‘SKANDAL’ OLDU?
- 06 Mayýs 2025 - BAKAN YUSUF TEKÝN'E KÝMLER, NÝÇÝN SALDIRIYORLAR?
- 14 Nisan 2025 - BOÞANMIÞ EÞLERÝN ÇOCUKLARININ PSÝKOLOJÝSÝ: AMAN DÝKKAT
- 19 Þubat 2025 - KOCANIZIN AÝLE AÝDÝYETÝ NASIL SAÐLANIR?
- 04 Þubat 2025 - MADDE BAÐIMLILIÐI DAHA KAÇ CAN ALACAK
- 05 Ocak 2025 - DÝJÝTAL BAÐIMLILIÐA ÇÖZÜMDE ZEKÂ OYUNLARI
- 25 Aralýk 2024 - EÞLERÝN BÝRBÝRÝNÝ ANLAMAMASI: SEBEPLER VE ÇÖZÜMLER
- 15 Aralýk 2024 - KARI-KOCA ARASINDA SEVGÝ BAÐINI GELÝÞTÝRME VE DEVAM ETTÝRME
- 09 Aralýk 2024 - SURÝYE ZAFERÝ MASADA KAYBEDÝLMESÝN
- 03 Aralýk 2024 - SÜRESÝZ NAFAKA ZULMÜ MEDENÝYET YIKIYOR
- 02 Aralýk 2024 - AÝLE HUZURUNU KAÇIRAN “EL SÖZÜ” : DIÞ MÜDAHALE
- 08 Kasým 2024 - HUZURLU BÝR HAYAT ÝÇÝN 30 ETKÝLÝ ÖNERÝ
- 20 Ekim 2024 - CEPHE ÞEHÝDÝ YAHYA SÝNVAR
- 15 Ekim 2024 - CUMA GÜNÜ TATÝL OLSUN: MEDENÝYET MEFKÛREMÝZ
- 25 Eylül 2024 - DURSUN BU HAYASIZCA AKIN: AÝLENÝ KORU
- 14 Eylül 2024 - PEYGAMBERÝMÝZ HZ. MUHAMMED (S.A.V) ÞAHSÝYETÝNDE GÜNÜMÜZ GENÇLÝÐÝNDE ÞAHSÝYETÝN ÝNÞASI
- 07 Eylül 2024 - DOÐU SEFERÝ: DEÐERLER EÐÝTÝMÝ ÇALIÞTAYI VE SUFFE - NÝZAMÝYE MEDRESELERÝ
- 02 Aðustos 2024 - ÞEHÝT SÜLALESÝ: HENÝYYE
- 30 Temmuz 2024 - TBMM ÝSMAÝL HENÝYYE'YÝ KONUÞTURSUN
- 15 Temmuz 2024 - SÝYONÝST ASKERLER VATANDAÞLIÐIMIZA LEKEDÝR
- 09 Temmuz 2024 - SURÝYE ÜMMET SORUMLULUÐUMUZ VE FÝTNE!
- 15 Nisan 2024 - ÝMDAT ÇAÐRISI: GENÇLÝÐÝ KAYBEDÝYORUZ
- 10 Þubat 2024 - NETANYAHU'NUN NÝHAÝ GAZZE HEDEFÝ: KÝM YÖNETECEK
- 25 Ocak 2024 - ÝNSANLIK VÝCDANINA GAZZE ÇAÐRISI: SEN DEÐÝLSE KÝM?
- 21 Ocak 2024 - GAZZE VE HAYATIN ANLAMI
- 23 Aralýk 2023 - Katil Amerika ve Ýsrail sona geldi
ADNAN KALKAN
-YENÝ- OKULLARDA YOGA TUZAÐI: NESLÝMÝZ ZEHÝRLENÝYOR
OKULLARDA YOGA TUZAÐI: NESLÝMÝZ ZEHÝRLENÝYOR
Bu ülkenin eðitim sistemi, milli ve manevi deðerlerimiz üzerine kurulmalýdýr. Batý’dan veya Doðu’dan ithal edilen, kendi inanç temellerimize ters düþen hiçbir uygulama eðitim kurumlarýnda yer bulmamalýdýr.
Son yýllarda bazý özel okullarda ve okul öncesi kurumlarda “beden eðitimi”, “nefes çalýþmasý” veya “rahatlama etkinliði” adý altýnda yoga uygulamalarýnýn çocuklara yaptýrýldýðýna þahit oluyoruz. Bu durum, sadece bir spor faaliyeti gibi sunulsa da özünde Budist ve Hindu inancýna dayalý bir ibadet biçimidir. Bu yönüyle, Ýslâm inancýna sahip bir toplumun çocuklarýna uygulanmasý asla masum bir etkinlik deðildir. Ya bilinçli yapýlýyor ya da bilinçsiz, farketmez, neticede Budist inancýna çocuklarýmýz maruz kalýyor. Hem de binlerce Müslüman katleden Budistlerin inancý…
Yoga, Beden Egzersizi Deðil, Ýnanç Ritüelidir
Yoga, köken itibariyle Budizm ve Hinduizm’de ruhsal aydýnlanma aracý olarak kullanýlan bir ibadet sistemidir. Pozisyonlar (asana), meditasyon (dhyana) ve nefes teknikleri (pranayama), doðrudan bu dinlerin tanrý anlayýþý, enerji felsefesi ve ruh çaðýrma ritüelleriyle baðlantýlýdýr.
Dolayýsýyla “din dýþý bir rahatlama yöntemi” olarak gösterilmesi, hakikati perdelemektir. Müslüman bir çocuðun zihnine ve kalbine bu uygulamalarla farkýnda olmadan baþka inançlarýn öðeleri aþýlanmakta; tevhid akidesine zarar verilmektedir.
Okul Öncesi Dönem En Kýrýlgan Çaðdýr
Okul öncesi dönem, çocuklarýn iman temellerinin, kimlik algýsýnýn ve deðer dünyasýnýn þekillendiði en hassas dönemdir. Bu dönemde yapýlan her eðitimsel yönlendirme, çocuðun gelecekteki inanç ve karakter yapýsýný doðrudan etkiler.
Bir Müslüman çocuðun “rahatlama” adý altýnda Budist inanç sembollerini taklit etmesi, farkýnda olmadan manevi kimliðinin zedelenmesine neden olur. Bu, sadece pedagojik bir hata deðil, kültürel ve inançsal bir felakettir.
Milli Eðitim Bakanlýðý’na Açýk Çaðrý
Maarif Modeliyle okullarýmýzda çocuklarýmýzýn Erdem-Deðer-Eylem kazandýrmaya çalýþan, Aklý selim, kalbi selim nesil yetiþtirme gayretini çeþitli platformlarda dile getiren Sayýn Milli Eðitim Bakanýmýz Yusuf Tekin ve Bakanlýk yöneticilerine sesleniyorum:
Bu ülkenin eðitim sistemi, milli ve manevi deðerlerimiz üzerine kurulmalýdýr. Batý’dan veya Doðu’dan ithal edilen, kendi inanç temellerimize ters düþen hiçbir uygulama eðitim kurumlarýnda yer bulmamalýdýr.
Yoga, farkýnda olunmadan çocuklarýmýzý inançlarýndan koparan bir kültürel asimilasyon aracýna dönüþmüþtür.
Tüm okullarda –özellikle özel kurumlarda– yoga, meditasyon, enerji çalýþmalarý gibi maneviyat sömürüsüne dayalý etkinliklerin ivedilikle denetlenmesi ve yasaklanmasý gerekmektedir.
Çözüm, Deðer Temelli Rahatlama ve Eðitim
Çocuklarýmýzýn ruhsal dengeye kavuþmasý, yabancý inançlardan alýnmýþ ritüellerle deðil; Kur’an ve sünnetin rehberliðinde, deðer temelli eðitim modelleriyle mümkündür.
Bizim kültürümüzde de “sükûnet”, “tevekkül”, “tefekkür” ve “tezekkür” kavramlarý vardýr. Rahatlama ve huzur arayan bir çocuk, secdede, dua ederken veya anne-babasýnýn muhabbetinde gerçek huzuru bulur. Selçuklu ve Osmanlý eðitim sistemleri akýl, kalp ve ruh birlikteliðinde kendi inanç deðerleriyle verilen eðitim ile medeniyet kuruldu. Ýnancýmýza aykýrýlýk baþlayýnca medeniyet yerle yeksan oldu. Yeniden þahlanmak ve Türkiye Yüzyýlý’ný inþa etmek için akýl, kalp ve ruh ekseninde eðitimle; ilim, irfan ve hikmeti kuþanan âlim, ârif ve hakîm nesil yetiþtirmekten baþka çaremiz yoktur. Erdem-Deðer-Eylem bu minvalde hayat bulmalýdýr.
Neslimizi Korumak Borcumuzdur
Bugün yoga ve meditasyon ile baþlayan bu sessiz tehlike, yarýn karma enerji, ardýndan aura çalýþmalarý gibi inanç karýþýmý sistemlere kapý aralayacaktýr.
Milli ve manevi deðerlerimize aykýrý bu faaliyetler, neslimizin inanç köklerini kurutacak sinsi bir virüs gibidir.
Yetkililerden beklentimiz açýktýr:
Okullarda, özellikle anaokulu düzeyinde, Ýslam inancýna aykýrý hiçbir faaliyet, hiçbir sembol, hiçbir ritüel yer almamalýdýr.
Çocuklarýmýz bizim geleceðimizdir. Onlarýn aklýný bilgiyle, kalbini imanla beslemek, hepimizin hem ahlaki hem itikadî hem de vicdani görevidir. Bu görevi yerin getirmek nesli ihyâ eder, ihmal etmek ise imha eder. Nesli ihyâ medeniyeti inþâ etmek gayret, samimiyet ve duamýzla…
Adnan Kalkan
adnankalkan01@gmail.com
Twitter: @adnankalkan01
YouTube: Adnan Kalkan


Henüz Yorum yok