ADNAN KALKAN

-YENÝ- OKULLARDA YOGA TUZAÐI: NESLÝMÝZ ZEHÝRLENÝYOR

OKULLARDA YOGA TUZAÐI: NESLÝMÝZ ZEHÝRLENÝYOR

Bu ülkenin eðitim sistemi, milli ve manevi deðerlerimiz üzerine kurulmalýdýr. Batý’dan veya Doðu’dan ithal edilen, kendi inanç temellerimize ters düþen hiçbir uygulama eðitim kurumlarýnda yer bulmamalýdýr.
Son yýllarda bazý özel okullarda ve okul öncesi kurumlarda “beden eðitimi”, “nefes çalýþmasý” veya “rahatlama etkinliði” adý altýnda yoga uygulamalarýnýn çocuklara yaptýrýldýðýna þahit oluyoruz. Bu durum, sadece bir spor faaliyeti gibi sunulsa da özünde Budist ve Hindu inancýna dayalý bir ibadet biçimidir. Bu yönüyle, Ýslâm inancýna sahip bir toplumun çocuklarýna uygulanmasý asla masum bir etkinlik deðildir. Ya bilinçli yapýlýyor ya da bilinçsiz, farketmez, neticede Budist inancýna çocuklarýmýz maruz kalýyor. Hem de binlerce Müslüman katleden Budistlerin inancý…

Yoga, Beden Egzersizi Deðil, Ýnanç Ritüelidir
Yoga, köken itibariyle Budizm ve Hinduizm’de ruhsal aydýnlanma aracý olarak kullanýlan bir ibadet sistemidir. Pozisyonlar (asana), meditasyon (dhyana) ve nefes teknikleri (pranayama), doðrudan bu dinlerin tanrý anlayýþý, enerji felsefesi ve ruh çaðýrma ritüelleriyle baðlantýlýdýr.
Dolayýsýyla “din dýþý bir rahatlama yöntemi” olarak gösterilmesi, hakikati perdelemektir. Müslüman bir çocuðun zihnine ve kalbine bu uygulamalarla farkýnda olmadan baþka inançlarýn öðeleri aþýlanmakta; tevhid akidesine zarar verilmektedir.

Okul Öncesi Dönem En Kýrýlgan Çaðdýr
Okul öncesi dönem, çocuklarýn iman temellerinin, kimlik algýsýnýn ve deðer dünyasýnýn þekillendiði en hassas dönemdir. Bu dönemde yapýlan her eðitimsel yönlendirme, çocuðun gelecekteki inanç ve karakter yapýsýný doðrudan etkiler.
Bir Müslüman çocuðun “rahatlama” adý altýnda Budist inanç sembollerini taklit etmesi, farkýnda olmadan manevi kimliðinin zedelenmesine neden olur. Bu, sadece pedagojik bir hata deðil, kültürel ve inançsal bir felakettir.

Milli Eðitim Bakanlýðý’na Açýk Çaðrý
Maarif Modeliyle okullarýmýzda çocuklarýmýzýn Erdem-Deðer-Eylem kazandýrmaya çalýþan, Aklý selim, kalbi selim nesil yetiþtirme gayretini çeþitli platformlarda dile getiren Sayýn Milli Eðitim Bakanýmýz Yusuf Tekin ve Bakanlýk yöneticilerine sesleniyorum:
Bu ülkenin eðitim sistemi, milli ve manevi deðerlerimiz üzerine kurulmalýdýr. Batý’dan veya Doðu’dan ithal edilen, kendi inanç temellerimize ters düþen hiçbir uygulama eðitim kurumlarýnda yer bulmamalýdýr.
Yoga, farkýnda olunmadan çocuklarýmýzý inançlarýndan koparan bir kültürel asimilasyon aracýna dönüþmüþtür.
Tüm okullarda –özellikle özel kurumlarda– yoga, meditasyon, enerji çalýþmalarý gibi maneviyat sömürüsüne dayalý etkinliklerin ivedilikle denetlenmesi ve yasaklanmasý gerekmektedir.

Çözüm, Deðer Temelli Rahatlama ve Eðitim
Çocuklarýmýzýn ruhsal dengeye kavuþmasý, yabancý inançlardan alýnmýþ ritüellerle deðil; Kur’an ve sünnetin rehberliðinde, deðer temelli eðitim modelleriyle mümkündür.
Bizim kültürümüzde de “sükûnet”, “tevekkül”, “tefekkür” ve “tezekkür” kavramlarý vardýr. Rahatlama ve huzur arayan bir çocuk, secdede, dua ederken veya anne-babasýnýn muhabbetinde gerçek huzuru bulur. Selçuklu ve Osmanlý eðitim sistemleri akýl, kalp ve ruh birlikteliðinde kendi inanç deðerleriyle verilen eðitim ile medeniyet kuruldu. Ýnancýmýza aykýrýlýk baþlayýnca medeniyet yerle yeksan oldu. Yeniden þahlanmak ve Türkiye Yüzyýlý’ný inþa etmek için akýl, kalp ve ruh ekseninde eðitimle; ilim, irfan ve hikmeti kuþanan âlim, ârif ve hakîm nesil yetiþtirmekten baþka çaremiz yoktur. Erdem-Deðer-Eylem bu minvalde hayat bulmalýdýr.

Neslimizi Korumak Borcumuzdur
Bugün yoga ve meditasyon ile baþlayan bu sessiz tehlike, yarýn karma enerji, ardýndan aura çalýþmalarý gibi inanç karýþýmý sistemlere kapý aralayacaktýr.
Milli ve manevi deðerlerimize aykýrý bu faaliyetler, neslimizin inanç köklerini kurutacak sinsi bir virüs gibidir.
Yetkililerden beklentimiz açýktýr:
Okullarda, özellikle anaokulu düzeyinde, Ýslam inancýna aykýrý hiçbir faaliyet, hiçbir sembol, hiçbir ritüel yer almamalýdýr.
Çocuklarýmýz bizim geleceðimizdir. Onlarýn aklýný bilgiyle, kalbini imanla beslemek, hepimizin hem ahlaki hem itikadî hem de vicdani görevidir. Bu görevi yerin getirmek nesli ihyâ eder, ihmal etmek ise imha eder. Nesli ihyâ medeniyeti inþâ etmek gayret, samimiyet ve duamýzla…

Adnan Kalkan
adnankalkan01@gmail.com
Twitter: @adnankalkan01
YouTube: Adnan Kalkan

Henüz Yorum yok

Ýlk yorumu siz yazýn.

Yorum Býrakýn

E-Mail adresiniz yayýnlanmaz.







Yazarýn Diðer Makaleleri