- 31 Mayýs 2025 - -YENÝ- DÜÞÜNCE KOZASI BU YAÐMUR…
- 23 Mayýs 2025 - NÝYET, KAPASÝTE VE VÝZYON…
- 14 Mayýs 2025 - SIRADANLAÞMAK…
- 05 Mayýs 2025 - GELÝÞMÝÞLÝK STANDARTLARI…
- 25 Nisan 2025 - BÝR AVUÇ PETROL…
- 18 Nisan 2025 - ANLAÞILMAYAN BÝR ÞEY VAR MI?
- 09 Nisan 2025 - MEDENÝYET, TEKNOLOJÝ, YABANCILAÞMA
- 27 Mart 2025 - -YENÝ- ÞEHÝR VE ÞEHÝRLEÞME…
- 19 Mart 2025 - TURÝZM VE KALKINMA
- 05 Mart 2025 - ÝNSAN BU YA...
- 28 Þubat 2025 - YÜZEYSEL NETÝCELER…
- 19 Þubat 2025 - MESELE YÜK ALMAK…
- 13 Þubat 2025 - SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERÝ…
- 06 Þubat 2025 - KURAKLIK, DEPREM VE SAVAÞLAR
- 01 Þubat 2025 - AÝLE, BOÞANMALAR VE TESPÝTLER…
- 25 Ocak 2025 - MESELE, BUNDAN MI ÝBARET?
- 16 Ocak 2025 - BÝLGÝNÝN FAY HATTI (1)
- 08 Ocak 2025 - ARABESK KÜLTÜR…
- 02 Ocak 2025 - COÐRAFÝ SÝYASET…
- 26 Aralýk 2024 - ÝLETÝÞÝM VE ULAÞIM…
- 18 Aralýk 2024 - ÝKLÝM MÜLTECÝSÝ
- 11 Aralýk 2024 - KÜRESELLEÞME VE SORUNLAR…
- 05 Aralýk 2024 - KÝM NE ANLADI?
- 27 Kasým 2024 - TEÞBÝHTE HATA VAR MI?
- 20 Kasým 2024 - ÝKLÝM VE ÇEVRE…

MEHMET TOPUZ
GARÝPSENECEK BÝR DURUMDU BU.
GARÝPSENECEK BÝR DURUMDU BU.
Bu haftanýn yazýsýný gündemin kendi derinliðinden uzakta, bir hayat ve mücadele ikilemi arasýnda dünyanýn hayata dair insanýn mücadelesinde bir yaþam anatomisinin iç kalýplarý ve dýþ kalýplarý arasýnda bir hikâye formatýndan uzakta bir denemenin gözlemden ve düþünceden uzak olmayan ikliminde kaleme almak istedim. Neyi ne kadar anlatmam gerektiðinin ölçüsü, bir gözlemin yolculuðunda gerçekleþti.
Ve cümlenin nereden baþlamasý gerektiðini kestirememenin verdiði bir düþünceyle galiba cümle de bir sorguya tabi oldu.
Cümleye nereden baþlamalýydý. Çýkmaz sokaðýn köþe baþýnda yokluk ile varlýk arasýnda bir ikilemin tam ortasýndaydý. Bir takým saðlýk problemleriyle yüzleþiyordu. Yýllarýn mücadelesi hayat mücadelesinin getirdiði bir yorgunluk gibi bir ezginlik haline sahipti. Yorulmuþluðunu saklama gibi bir derdinin olmadýðý, yaþadýðý acýnýn iç sesiydi. Ýnsana dair ifadelerin baþ hecesiydi bu cümle.
Yýllarýn getirdiði bir cümleyle doðruyu bükme derdinde olmadýðýný anlatabilecek miydi? Anlatsa kime neyi anlatacaktý. Bildiði ve kaybettiði bir his durumunun tam merkezinde çatýþma halindeydi. Ruhun çatýþmasýnda, gündemin tam merkezinde, dert edindiði dertlerini sayma telaþasýn da idi bugünlerde.
Neyi nasýl söylemeliydi. Hangi birini anlatacaktý. Cümlelerinin, nefes almadan ilerlemesi bundandý. Çünkü çocukluktan baþlayan bir yokluðun varlýk yarýþýnda var olma derdiyle kapitalizmin tam merkezine doðru bir yarýþta hissiyatýný, insanlýða dair koruma baþarýsýný, yine de en büyük baþarý olarak ömür defterinin baþköþesine yazdýðý sevinciyle yaþlanmýþtý ruhu.
Ýnsan aradýðýný bulur muydu? Kaybettiðini bulur da, ruhta kaybettiði sevincini nasýl bulacaktý. Vazgeçmiþti galiba. Yer yer gelen sevincini ve umudunu baðlayamadýðý bir bulgunun uçurumunda neyi nerede aramasý gerektiðini bilmiyordu. Galiba yýllarýn yorgunluðu içerisinde varlýk ile yokluk savaþýnýn ortasýndaydý. Maddi yokluðun hayata dair beklenti çýtasýnýn matematiksel deðeri arasýnda kalmýþtý.
Kendi ifadesiyle, imtihanlar silsilesinin peþini býrakmadýðý gerçeðinin sebeplerini arayacaktý. Ýmtihan olunmasý gereken ne varsa dünyaya dair imtihan olduðu bilincini unutmamýþ olacak ki, umursamayan tavrýyla sevincini muhafaza ediyordu. Galiba diyordu, insan canýyla malýyla, varlýkla yoklukla imtihan olurdu. Hepsi bu kadar mýydý? Hepsi bu kadar olamaz diye de hafiften hayýflanýyordu. Çünkü insan yirmi birinci yüzyýlda kendi ruhuyla imtihan olduðunu da bilmeliydi.
Kapitalizmin sömürüye dayalý sisteminde, ölen insanlara dair hissiyatýný, acýma duygusunu, savaþlarda kaybedilen insanlara dair hayat mücadelesini kendi benliðinde unutmuþ olmasý da galiba büyük ve çok büyük bir problemdi. Kendi derdini ve hayata dair varlýk ile yokluk arasýnda ki bütün dertlerini unutmuþtu. Filistin de, Orta Asya da dünyanýn birçok yerinde televizyon kanallarýnda gördüðü insanlarýn ölümü, hafif tebessümünün ardýnda ki bir acý gibi duruyordu yüreðinde. Ve ne diyeceðini bilemiyordu insan, fakat bu çaresizlikten kaynaklý bir durum deðildi.
Ýnsan, kendine dair gözlemlerini oluþtururdu bazen. Kendi gözlemleri, bazen sosyolojiye dair ve bazen de kendine dair gözlemleri. Odanýn içinde siyah deri kaplamalý bir koltuðun hafif yýpranmýþ kumaþýna denk geldi gözleri. Biraz yýpranmýþ olmanýn, eskimiþliðe dair kendi içinde bir þey barýndýrmadýðýný düþünüyordu. Anlýk düþüncelerdi. Not almak gibi bir derdi de kalmamýþtý zaten. Aradýðýný gerçekten bulmuþ muydu ruhunda. Kendine, insana, insanlýða ve insanlýðýna dair düþünüyordu tam da beþeriyete karþý.
Ve yirmi birinci yüzyýlda edebiyata dair, cümlelerle, þiirlerin içinde kendi düþünce ve yorumlarýyla dünya sathýnda var olma telaþýnda idi. Garipsenecek bir durumdu bu. Saðlýcakla…
Henüz Yorum yok