MEHMET TOPUZ

KÜRESELLEÞME VE SORUNLAR…

KÜRESELLEÞME VE SORUNLAR…

Günümüz dünya sorunlarýnýn temeline dair birçok veri konuþulabilir. Ýnsanlýðýn geliþimsel yönü itibariyle olumlu düþündüðü bazý verilerin aslýnda süreç içerisinde olumsuz tarafa evrilmesi, insan gerçeðinin unutulduðunu ne yazýk ki hatýrlatmaktadýr.

Yirminci yüzyýlýn ikinci yarýsýndan sonraki süreç insanlýðý ve insaný alakadar eder bir seviyeye yükseldi. Bu yüzyýl dünyanýn geleceði hususunda sivil toplum kuruluþlarýnýn artýþ gösterdiði ve bu yönde toplantýlarýn hýz kazandýðý bir dönem olmuþtur. Alýnan kararlarýn uygulanmamasý hem çevre hem de günümüz dünya sorunlarý hususunda ciddi bir geliþme kaydettiði söylenemez.

Teknolojinin geliþmesi ve doðadan elde edilen ürünlerin artýþýna yönelik olabildiðinden fazla bir sömürü düþüncesi ve buna dayalý sömürgeci rekabet anlayýþý insanlýðýn felaketine neden olacak gibi durmakta. Çünkü günümüz dünya sorunlarýnýn kaynaðý hususunda sömürgeci rekabet anlayýþý baþlý baþýna bir sorun olarak karþýmýza çýkmaktadýr.

Bunun sonucunda þunu da konuþabiliriz. Dünyanýn teknolojiye baðlý þartlar altýnda küreselleþmesi beraberinde yereldeki sorunlarýn artýk küreselleþtiði anlamýný da taþýmaktadýr. Þimdi burada dünya vatandaþý olma vasfýný taþýyan bir insan figürü ile karþýlaþmak içten bile deðil. Çünkü yereldeki sorunlarýn kaþýnarak, uluslararasý sorun haline getiren bir anlayýþýn sömürgeciliðe dayalý zihinsel vasfý dünyanýn geleceði hususunda kaygýyý artýrdýðý bir yana, beþeriyetin bu anlamda duyarlýlýðýnda bir azalma eðiliminin olmasý bilinçli birey kavramýný gündeme taþýmaktadýr.

Ýþin ilginç yönü ise her vakitte þu olmuþtur. Ýnsanlýðý felakete sürükleme derdinde olan sömürgeci zihniyetin sonrasýnda kendisini insanlýða kurtarýcý gibi göstermesi, teknolojinin geliþtiði þu çaðýn dinamikleri içerisinde çarpýk bir düþünce sisteminin getirisi olsa gerek.

Ve bu anlayýþýn günümüzde eski dünya sorunlarýna yenilerinin eklenmesine ve bu sorunlarýn uluslararasý arenada herkesin malumu savaþlar, kan ve gözyaþý, insan haklarýnýn ihlali ve daha ötesinde göç gibi durumlarýn ortaya çýkmasýna neden olmasý bilinen ve görünen bir gerçek olarak karþýmýzda bütün bir tablo halinde durmaktadýr. Fakat bu tablo sanatsal deðeri olmayan emperyalist bir zihniyet ürünüdür.

Bu düþünce anlayýþýnýn karþýlýðýnda, basit fakat bir o kadar da etkili olan þu cümleyi veri olarak söyleyebilirim. Emperyalist, kapitalist ve menfaatperest bir düþünce anlayýþýna sahip olan bu zihniyete karþý olmasý gereken de þu olsa gerek. Bugün yerelin, dünyaya olan seyri durumu karþýsýnda önlemsel tedbirlerin alýnmasý, ülkelerin bu anlamda kendi sorunlarýný çözebilme kabiliyetini geliþtirmesi gerekmektedir. Yoksa sömürgeciliði atalarýndan edinmiþ bu zihniyet, insan ve insanlýktan öte, her fýrsatta sömürü sisteminin menfaatperest yönünü düþünecektir. Bu da hep böyle olmuþtur.

Ve sonuçta yerinden yurdundan edilmiþ insanlar… Günümüz dünya sorunlarýna eklenen baþlýkta yeni sorunlarýn gündeme gelmesi söz konusu iken, eski sorunlarýn katlanarak hala devam ediyor olmasý da duyarlý ve bilinçli bireylerin ve eðitime en çok ihtiyacý olan sömürgeci anlayýþ biçiminin insanlýðýn ortak bir sorunu olsa gerek.

Tabi göç ve göç kavramýnýn getirdiði toplumsal, ekonomik sosyolojik verilerde, sonuçta bugünün dünyasýnda emperyalist düþüncenin eseri olarak tarihe not düþülmektedir. Bu eser, bu zihniyetin sorunlu düþünce anlayýþýnýn ürünü olsa gerek. Son olarak;

“ Dünya herkesin ihtiyacýna yetecek kadarýný saðlar, fakat herkesin hýrsýna yetecek kadarýný deðil.”(M. GANDHÝ)

Saðlýcakla kalýn.

Henüz Yorum yok

Ýlk yorumu siz yazýn.

Yorum Býrakýn

E-Mail adresiniz yayýnlanmaz.







Yazarýn Diðer Makaleleri