- 25 Kasým 2025 - DUYUMLAR VE DÜÞÜNÜMLER…
- 19 Kasým 2025 - SÝYASÝ COÐRAFYA’YA DAÝR MEVZULAR…
- 11 Kasým 2025 - ALGILAMA EÞÝÐÝ SORUNU…
- 04 Kasým 2025 - ANALÝTÝK SORUN…
- 22 Ekim 2025 - MÝYOP DÜÞÜNCELER…
- 15 Ekim 2025 - EÐÝTÝM DE BAÞARI ANLAYIÞI…
- 10 Ekim 2025 - DÝJÝTAL EÐÝTÝM…
- 03 Ekim 2025 - JEOPOLÝTÝK ve JEOSTRATEJÝK
- 01 Ekim 2025 - ZÝHÝNSEL HAVA KÝRLÝLÝÐÝ
- 25 Eylül 2025 - NE MAKAM… NE MEVKÝÝ…
- 24 Eylül 2025 - KÖR NOKTA…
- 27 Aðustos 2025 - MODERNÝTE ÝLE TANIÞIKLIK…
- 20 Aðustos 2025 - KÝM BUNLAR…
- 14 Aðustos 2025 - ESKÝDEN VAZGEÇTÝM… YENÝSÝ NEREDE?
- 07 Aðustos 2025 - BELKÝ BASÝT GELEBÝLÝR?
- 01 Aðustos 2025 - MASUMÝYET KARÝNESÝ MÝ BU?
- 23 Temmuz 2025 - SÜRESÝZ NAFAKA
- 17 Temmuz 2025 - ÝSRAÝL, ABD ve HAÇLI ZÝHNÝYETÝ…
- 10 Temmuz 2025 - TERAZÝNÝN KEFESÝ BOÞ…
- 01 Temmuz 2025 - BÝR YAZ MEVSÝMÝ…
- 19 Haziran 2025 - CAHÝLLÝÐE DAÝR BÝR ÖNSÖZ…
- 12 Haziran 2025 - ESAS MESELE NE?
- 31 Mayýs 2025 - DÜÞÜNCE KOZASI BU YAÐMUR…
- 23 Mayýs 2025 - NÝYET, KAPASÝTE VE VÝZYON…
- 14 Mayýs 2025 - SIRADANLAÞMAK…
- 05 Mayýs 2025 - GELÝÞMÝÞLÝK STANDARTLARI…
- 25 Nisan 2025 - BÝR AVUÇ PETROL…
- 18 Nisan 2025 - ANLAÞILMAYAN BÝR ÞEY VAR MI?
- 09 Nisan 2025 - MEDENÝYET, TEKNOLOJÝ, YABANCILAÞMA
- 27 Mart 2025 - ÞEHÝR VE ÞEHÝRLEÞME…
- 19 Mart 2025 - TURÝZM VE KALKINMA
- 12 Mart 2025 - GARÝPSENECEK BÝR DURUMDU BU.
- 05 Mart 2025 - ÝNSAN BU YA...
- 28 Þubat 2025 - YÜZEYSEL NETÝCELER…
- 19 Þubat 2025 - MESELE YÜK ALMAK…
- 13 Þubat 2025 - SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERÝ…
- 06 Þubat 2025 - KURAKLIK, DEPREM VE SAVAÞLAR
- 01 Þubat 2025 - AÝLE, BOÞANMALAR VE TESPÝTLER…
- 25 Ocak 2025 - MESELE, BUNDAN MI ÝBARET?
- 16 Ocak 2025 - BÝLGÝNÝN FAY HATTI (1)
- 08 Ocak 2025 - ARABESK KÜLTÜR…
- 02 Ocak 2025 - COÐRAFÝ SÝYASET…
- 26 Aralýk 2024 - ÝLETÝÞÝM VE ULAÞIM…
- 18 Aralýk 2024 - ÝKLÝM MÜLTECÝSÝ
- 11 Aralýk 2024 - KÜRESELLEÞME VE SORUNLAR…
- 05 Aralýk 2024 - KÝM NE ANLADI?
- 27 Kasým 2024 - TEÞBÝHTE HATA VAR MI?
- 20 Kasým 2024 - ÝKLÝM VE ÇEVRE…
MEHMET TOPUZ
-YENÝ- BATI, YUNAN, SÝYASET.
BATI, YUNAN, SÝYASET.
Ülkelerin kendi iç dinamiklerini konuþmak niyetinde deðilim. Siyasetin kýtalarýn genelinde ve temelden gelen anlayýþý üzerine birkaç kelam etme niyetindeyim. Böyle bir niyetin oluþmasý da sonuçta mikro temel de kendi kanaatimce yaþam eþittir; siyaset diyebilirim. Makro siyasetin dünya ölçeðinde ki yeri hususunda geçmiþten geleceðe, insanýn fikri temelini oluþturan, geçmiþ çaðlara dair düþüncelerin yerini hala koruyor olmasýdýr.
Bu ölçek dâhilinde günümüz siyasi coðrafya alanýnda deðiþen parametreler geçmiþten gelen problemlerin geleceðe taþýnmasýndan baþka bir þey olmadýðý gözükmekte… Batý siyaset anlayýþýnda insanýn aslýnda doðuþtan kötü olduðunu ve bunun biçimlendirilmesi gerektiði kanýsýna sahip bir anlayýþ söz konusu. Orta Asya’nýn siyaset anlayýþý bunun tam tersi yönünde bir anlayýþa sahip olmasa da düþünceler ve fikirler devletin genel siyaset hattýný geçmiþten gelen filozoflarýn düþüncesi eþliðinde deðiþime uðratmýþtýr. Çünkü siyasetin temeline, Konfüçyüs’ün öðretileri eþlik etmiþtir bir anlamda.
Hindistan ve çevresinde ise; çok tanrýlý dinlerin siyasete ve devlet yönetimine olan etkisi yadsýnamaz. Siyasetin çehresini kast sistemine raðmen ayakta tutmaya çalýþan bir anlayýþ, siyasetin yapay dinler üzerindeki etkisi ve bu çok tanrýlý suni nitelikli düþünceler otoriteye itaatin saðlanmasý noktasýnda ciddi katký saðlamýþtýr. Ve bu da sonuçta bir yönü itibariyle kast sistemini meþrulaþtýrmýþtýr. Tanrýsýz bir din anlayýþý bu coðrafya üzerinde büyük etkiye sahiptir.
Batýnýn siyaset anlayýþýna dönecek olursak; modern devlet formuna sahip olmak ve bu anlamda aydýnlanma düþüncesi adý altýnda ilerleme gösterdikleri yönünde ciddi bir iddiaya sahipler. Bu gerçekçi olmayan iddia ne yazýk ki Orta Çaðýn karanlýðýndan çýktýðýný iddia eden batýlý zihniyet hala son geliþmeler ýþýðýnda görüldüðü üzere bunu aþma kabiliyetini gösterememiþtir. Yani batý ve batýlý düþünce anlayýþý teolojik evreden, metafizik evreye ve buradan pozitif evreye doðru ilerleyiþini kapitalizmin yamalý bohçasýna kaptýrmýþtýr.
Yunanistan…
Ortada bir siyaset varsa, bunun gerçekçi ve rasyonel zeminde argümanlarla açýklamak gerekir. Kolay öðrenmek, kolay anlaþýlacaðý anlamýný hiçbir vakitte taþýmadý. Bugün Yunanistan ve Batýlý devletler bu anlamda lider ve yönetme yetkisine sahip bireyler yetiþtirmekten çok uzakta. Bugün Batýlý ülkelerin coðrafyasý ile bütünleþmiþ devletler bir savrulma içindeler. Yunanistan da bunlardan biri. Çünkü siyasetin temel paradigmasýna inildiðinde devlet yönetime talip olacaklarýn bir takým hasletlere sahip olmasý gerektiði yönünde nasihatler bulunmaktadýr. Ancak Antik yunan anlayýþýndan uzaklaþmalarý ve bu anlamda fikri geliþimleri yetersiz bir anlayýþla siyaset üretmek, tehdit dilini oluþturmaktadýr. Ve bu dil sonuçlarý itibariyle diplomasi anlayýþýndan tamamen uzaktýr.
Kýta sahanlýðý, Fýr hattý sorunu, On iki ada sorunu ve Akdeniz de deniz mili sorunu Yunanistan’ýn yýllardýr konuþtuðu sorunlar… Uluslararasý hukukta; Siyonizm ve batýlý devletlerin anlayýþýna göre hüküm vermekte ve dünya barýþýný sözde savunan batý çýkýþ kapýsý aramakta. Sömürgeciliðe karþý çýkan uluslarýn sayýsýnýn artmasý ve buna baðlý korku, bunlarýn güya yeni toprak paylaþýmlarýna kapý aralayacaktýr. Düzmece olan yenidünya düzeni diye ortaya attýklarý kavramlar teknolojiden ve teknolojik geliþmelerin ilerlemesine baðlý bir düþünce anlayýþý deðil; elbette.
Kara parçalarýnýn denizler üzerinde kýta sahanlýðý hakký vardýr ve bu komþu ülkelerin karþýlýklý haklarýdýr. Yunanistan’ýn, mavi vatana olan gaspý hiçbir arenada gerçekçi ve rasyonel zemine sahip deðildir. Çünkü Kýbrýs’ta ayný hikâyeyi Siyonizm’in ve Batýnýn uþaklýðýnda gerçekleþtirme anlayýþýnýn sonu yine hüsrandýr. KKTC vatan topraklarýdýr. Ve vatanýmýzdýr. Adanýn tamamýna sahip olma gibi Rum tarafýndaki ifadelerin karþýlýðýnda þunu ifade edeyim; ada Osmanlý topraðýdýr ve biz mirasçýsýyýz.



Henüz Yorum yok