DR. CEMÝL PASLI

-YENÝ- AHSEN-Ý TAKVÝMSÝN SEN (S.A.V.)

AHSEN-Ý TAKVÝMSÝN SEN (S.A.V.)

 

Her þey Yaratýcýnýn kendi Cemal ve Kemalini görmek ve göstermek istemesiyle baþladý.
‘Ben yeryüzünde bir halife yaratacaðým’ buyurdu.
Melekler önce itiraz etti ‘biz varýz seni tesbih ve tahmid eyleyen’ diye.
Rabbim ‘ben sizin bilmediðinizi bilirim’ dedi ve melekler teslim oldular.
Beþeriyetin ilkiydin, varlýðýnýn mayasýydýn ey Resul.
Ýþte benim beþeriyetten istediðim model bu manasýyla yarattý seni Rabbim.
Önce Âdem’e Cennetin kapýsýnda göründün, yol gösterdin ona nurunla.
Sonra nurun nesiller boyu nebilerce taþýndý.
Ve 571 de sen doðdun.
Beþeriyetin zirvesine 63 yýl kalmýþtý artýk.
Ahsen-i takvim ortaya çýkýyordu.
Üsvey-i hasene bir güneþ gibi doðmuþtu en zor zamanda.
Kâinat tanýmýþ ve alkýþlamýþtý Âlemlerin Nurunu.
Her taraftan her biri en gür sesiyle seslenmiþti:
’Hoþ geldin ey Kâinatýn Efendisi !’
Bu ses kýyamete kadar susmadý, susmayacak.
Bu sesin susmasý zaten kýyamet olacak.
Zira bu ses sustu mu Kâinat susacak.
Doldur bizim gönüllerimizi rahmete çaðrýnla Ey Allah’ýn Elçisi
Coþtur bizim kalplerimizi merhamete davetinle Ey Nebi.

Seni tanýyordu artýk bütün âlem
Þahit oluyorlardý davana en güzel þehadetleriyle.
Avucuna giren küçük taþlar zikir ve tespih ediyordu Allah’ý.
Ayný elin avucunda, küçücük taþ ve toprak, düþmana top ve gülle olmuþtu.
Ayný elin bir  parmaðý kameri iki parça etmiþ,
Ayný el, çeþme gibi on parmaðýndan suyu akýtýyor ve bir orduyu suluyordu.
Ayný el Ýsa gibi, hastalara ve yaralýlara þifa oluyordu,
Ayný elin iþaret buyurup ‘gel’ dediði aðaçlar kökleriyle sökülüp geliyorlardý.
Senin sözünü tasdik için güneþ seyahatini yavaþlatmýþtý.
Doldur bizim gönüllerimizi muhabbetinle ey Resul,
Coþtur bizim kalplerimizi merhametinle ey Nebi.

Bütün güzelliklerin zirvesini gösterdin nurunla.
En iyi eþtin, hiç üzmedin onlarý.
Þiddetin kokusunu dahi hissetmedi senden  her iki devirde hayat arkadaþlarýn.
En iyi babaydýn þefkat ve merhametle büyüttün yavrularýný.
Hatta koruyucu aile oldun Zeyd’e, Ali’ye, Enes’e.
Bir ‘üf’ bile iþitmediler senden.
Ne zaman kimin bir sýkýntýsý olsa açtýn kapýlarýný ey sevgili.
Yaratýcýnýn esmasýyla yansýdýðý en parlak ayine oldun.
Rahmet senden yansýdý,
Þefkat senden yansýdý,
Maðfiret senden yansýdý,
Sabýr senden yansýdý,
Sahavet senden yansýdý,
Cesaret senden yansýdý,
Merhamet senden yansýdý,
Feraset senden yansýdý,
Bütün esmanýn en parlak misallerini gösterdin.
Doldur bizim gönüllerimizi muhabbetinle ey Resul,
Coþtur bizim kalplerimizi merhametinle ey Nebi.

Her geçen zamanda hep daha çok, daha çok büyüdün.
Beþeriyet sana her geçen gün daha çok ihtiyaç duydu.
‘’Anam babam sana feda olsun’’ sözü sadece sana söylendi.
Çünkü sen müminlere anne babalarýndan sevgiliydin.
Salâvatla baðlandý sana tüm gönüller.
Talebelerin hepsi parlak birer yýldýzdý.
Ýman ve sýddýkiyeti öðrettin ümmetine Ebu Bekir’le.
Yansýdý ondan âleme teslimiyet ve iman.
Zira Miraç’ta hiç tereddüt etmedi ve…
‘O dediyse doðrudur’ dedi.
Adalet ve yöneticiliði öðrettin Ömer’le,
Hakký batýldan ayýrmayý öðrendik ondan.
Fitnenin önünde en güçlü kapý oldu adalet ve yönetimiyle.
Þeytan sokaðýný deðiþtirirdi Faruk’u görünce.
Kýzlarýný aldýn, þereflendirdin onlarý, damatlarý oldun.
Hilm, ahlak ve hayâyý öðrettin Osman’la
Melekler utanýrdý ondan,
Zinnurreyn unvanýný aldý, iki defa damat olma þerefiyle.
Ýlmi ve þecaati öðrettin Ali’ye,
Kim onun dostuysa benim de dostundur diye yücelttin onu.
Kýyamete kadar açýk býraktý bize,
Bahadýrlýðýn ve yiðitliðin kapýsýný,
Dileyen girsin diye.
Ve mübarek neslini devam ettirdi.
“Ben Ýmanýn þehriyim Ebubekir onun kapýsý,
Ben Adaletin þehriyim Ömer onun kapýsý,
Ben Ahlakýn þehriyim Osman onun kapýsý,
Ben Ýlmin þehriyim Ali onun kapýsý” 
buyurdun.
Talebelerin her kapýnýn baþýnda davet etti insanlýðý,
Faziletin, saadetin, maðfiretin, merhametin þehrine.
Doldur bizim gönüllerimizi muhabbetinle ey Resul,
Coþtur bizim kalplerimizi merhametinle ey Nebi.
Çocuk sevmeyi senden öðrendi insanlýk.
’Ben çocuklarý sevmem’’ diyene,
Kalbin katýlaþmamasýnýn, yufka yürekliliðin ve rahmetin,
Çocuðun baþýný okþamada olduðunu öðütledin ona.
Hanýmlarý Allah’ýn emaneti olarak vasiyet ettin ümmetine.
Kafile içerisinde hanýmlar da olduðu bir seferdi.
Yol düzenini saðlayan Enceþe isimli bir genç, coþkuyla þiirler okuyor, güzel sesiyle ezgiler söylüyordu.
Bu durum, develerin heyecanlanýp hýzlanmasýna ve üzerlerindeki hanýmlarýn rahatsýz olmasýna sebep olmuþtu.
Mübarek aðzýndan dökülen þu zarif ifadelerle gence seslendin:
“Ey Enceþe, sakin ol! Kristalleri incitme, dikkatli taþý !’ dedin,
Ve kadýnlarý kristal olarak anlattýn ümmetine.
‘Konuþ ya Aiþe ferahlayalým’ sözüyle onlarý baþ tacý ettin
Yaþlýlarýn, engellilerin, zayýflarýn hamisiydin,
Mescidinin en güzel yerini onlara verdin,
Ashabý Suffem ismini verdin bu özel ve güzel insanlara.
Ve onlarý talepleri öz kýzýn Fatýma’nýn talebinden öndeydi senin için.
Ýslam garip baþladý, garip devam edecek, ne mutlu o gariplere ‘ ,
Sözünle garibanlýðýnla övündün.
Devlet baþkanýyken karþýnda titreyen bedeviye,
‘Rahat ol ! Ben de senin gibi kurutulmuþ et yiyen bir kadýnýn oðluyum’ dedin.
Kurutulmuþ et yemek garibanlýk alametiydi, onurla taþýdýn garibanlýðý.
Her açýdan kayboldun sahabenin arasýnda,
Hiçbir farkýn yoktu onlardan.
Uzaktan gelen ve ‘bu kavmin efendisi kim ?’ diye soran yolcuya,
Bir kavmin efendisi ona hizmet edendir’ dedin.
O esnada sahabene su daðýtýyor, gerçekten hizmet ediyordun.
Huneyn’de ordun daðýlýp geri kaçarken,
Sen, cesaretinle yürüdün düþmanýn üstüne.
Amcaoðlun Abbas bineðinin yularýný tutmasa tek baþýna dalacaktýn düþmanlarýnýn arasýna
Ve ordunu maðlubiyetten galibiyete taþýdýn.
Zaferin yolunun cesaretten geçtiðini öðrettin bizlere.
Doldur bizim gönüllerimizi muhabbetinle ey Resul,
Coþtur bizim kalplerimizi merhametinle ey Nebi.

Faziletlerin düþmanlarýn tarafýndan da inkâr edilemeyecek kadar parlaktý güneþ gibi.
Zira seni bizzat eðiten, yetiþtiren Allah’tý.
Nurun þimdi asfiyalarýn, evliyalarýn, ulemalarýn üzerinden sunuluyor âleme.
O nurun insanlýðýn ruhu, umudu.
Aiþe annemize senin ahlakýný soranlara,
‘Siz Kur’an okumaz mýsýnýz ? O’nun ahlaký Kur’an idi’ diye cevap vermiþti.
Kur’aný’ý okuyor, seni yaþamaya çalýþýyoruz ey sevgili,
Kur’an’ý sende, sende Kur’an’ý arýyoruz ey gerçek dost,
Rabbimiz; ‘kim beni seviyorsa Resulüme uysun ki ben de onu seveyim’ buyurdu.
Seni seviyoruz ey Allahýmýzýn elçisi,
Seni özlüyoruz ey Allah’ýn habibi,
Senin yolun yolumuzdur ey rehber-i ekmel,
Senin hayatýn hayatýmýzdýr ey mükteda-i küll,
Seni rehber biliyoruz ey Üsvey-i hasene,
Seni örnek alýyoruz ey Ahseni Takvim,
Doldur bizim gönüllerimizi muhabbetinle,
Coþtur bizim kalplerimizi merhametinle.

 

 

Yazarýn Diðer Makaleleri