- 02 Haziran 2025 - -YENÝ- ERTELEME HASTALIÐI (PROCRASTÝNATÝON)
- 27 Mayýs 2025 - OÐUZ TÜRKÜ “ÝKÝ ATEÞ” ALTINDA
- 19 Mayýs 2025 - TÜRKÝYE AÝLE VAKFI-TAV (ACÝL)
- 12 Mayýs 2025 - KISIR DÖNGÜ
- 05 Mayýs 2025 - TOPRAK OLMAYI ÝSTEMEK!
- 28 Nisan 2025 - YA 3 T’LÝ (TESPÝT-TENKÝT-TEKLÝF) KONUÞUN, YA DA EBEDÝYEN SUSUN!
- 22 Nisan 2025 - ÖLÜMDEN KÝM/NÝÇÝN KORKAR?
- 14 Nisan 2025 - HER KÝTABIN ANLAÞILMA REHBERÝ TEK BÝR KÝTAPTIR.
- 10 Nisan 2025 - ZAMAN VE MEKÂNA BAKIÞIMIZ
- 07 Nisan 2025 - KÝME KONUÞUYORUZ/YAZIYORUZ?
- 25 Mart 2025 - ÝYÝ FÝNAL/YAÞLILIK ÝÇÝN…
- 17 Mart 2025 - MÝLLÝ BÝRLÝK VE BERABERLÝÐÝMÝZÝN 5 KÝLOMETRE TAÞI
- 10 Mart 2025 - NEYÝ ÇEKÝYORSUNUZ? (Rezonans-Çekim yasasý)
- 03 Mart 2025 - ÞEYTANI NE DAVET EDER?
- 24 Þubat 2025 - ÞANLI DEVRÝMÝ DUYDUNUZ MU?
- 17 Þubat 2025 - AÝLE YILINDA KAMU-STK DENGESÝ (AÝLE VAKFI ÖNERÝSÝ)
- 10 Þubat 2025 - MÝKROFONLA EZAN OKUNURKEN SAÐA/SOLA DÖNÜLÜR MÜ?
- 04 Þubat 2025 - YILDIZ MI, AY MI, KARA DELÝK MÝSÝNÝZ?
- 20 Ocak 2025 - “ÜZÜMÜN SAPI, ARMUDUN ÇÖPÜ, MUZUN KABUÐU” YENÝR MÝ?
- 13 Ocak 2025 - BÝZÝ KÝM DAHA ÝYÝ YIKAR? SU MU, ATEÞ MÝ?
- 07 Ocak 2025 - KAN BAÐIÞI MI? HACAMAT MI?
- 30 Aralýk 2024 - KAVGALARIN ASIL SEBEBÝ NEDÝR?
- 25 Aralýk 2024 - “VER KORKUYU” DEÐÝL; “VER COÞKUYU”
- 17 Aralýk 2024 - ÝMAN-HÝKMET-GAYRET-TEVEKKÜL
- 09 Aralýk 2024 - ZITLIKLARIN ORTASINDA VASATI BULMAK
- 02 Aralýk 2024 - MECELLE PUSULASI (ALTIN FORMÜL ÝÇERÝR)
- 25 Kasým 2024 - ZAHMETTEN KAÇARAK RAHMETE ULAÞILABÝLÝR MÝ?
- 18 Kasým 2024 - HAK YOK VAZÝFE VAR; FERT YOK CEMÝYET VAR.
- 11 Kasým 2024 - POLÝMAT-ENTELEKTÜEL
- 04 Kasým 2024 - ÖNCE DONANIM (HARDWARE) SONRA YAZILIM (SOFTWARE)
- 28 Ekim 2024 - ÝBRETLÝK BÝR ÖLÜMDEN DERS ÇIKARABÝLMEK (FETÖ GERÇEÐÝ)
- 21 Ekim 2024 - YAÞLANMA “SÜREÇ ODAKLI” BÝR GELÝÞMEDÝR VE ANNE KARNINDAN BAÞLAR.
- 15 Ekim 2024 - ÜÇÜ BÝRLEYEBÝLÝR MÝYÝZ? (Türkçülük/Ýslamcýlýk/Batýcýlýk)
- 07 Ekim 2024 - BEYÝN-BEYÝNCÝK-VÝCDAN=YASAMA-YÜRÜTME-YARGI
- 30 Eylül 2024 - GEÇMEK MÝ, KALMAK MI?
- 23 Eylül 2024 - METAFOR (MESNEVÝ/KABAK METAFORU)
- 03 Eylül 2024 - KÝTAP VE SÝLAH DENGESÝ
- 12 Aðustos 2024 - ÖNCELÝKLÝ KAYGILARIMIZ
- 06 Aðustos 2024 - SEVGÝ-ACI-HZ. ÝNSAN
- 22 Temmuz 2024 - GENÇLÝÐÝN GÜNDEMÝNDEKÝ KONULARA DAÝR: SORU/CEVAP
- 15 Temmuz 2024 - KAPAÐINIZ/DUDAÐINIZ KAPALI MI?
- 09 Temmuz 2024 - SÜLEYMANLAR AYAKTA ÖLÜR.
- 05 Temmuz 2024 - EVLÝLÝK YAÞI ÝÇÝN 5 N 1 K (HZ. AÝÞE ÖRNEÐÝ ÜZERÝNDEN)
- 23 Mayýs 2024 - “EN BÜYÜK SÜRPRÝZ” BÝZÝ BEKLÝYOR OLABÝLÝR MÝ?

DR. CEMÝL PASLI
FELAKETLERÝN ÝLK ADIMI SUÇLUNUN MASA ÝLAN EDÝLMESÝYDÝ
FELAKETLERÝN ÝLK ADIMI SUÇLUNUN MASA ÝLAN EDÝLMESÝYDÝ
Bolu Kartalkaya’da Grand Kartal otelinde yarýsý çocuk 78 vatandaþýmýz feci bir þekilde can verdi.
Peki, sorumlu kim?
Arýyoruz!
“Suçlu ayaða kalk!”diye 85 milyon haykýrýyoruz.
Duyan var mý?
Üzerine alýnan var mý?
Sorumluluk duygusu, öz-eleþtiri sahibi bir tane yetkili var mý?
Herkes nihayetsiz yetkili, nihayetsiz sorumsuz!
Yaþadýðýmýz her felakette yaþadýðýmýz ayný tablo deðil mi?
Ýnsanýn karakteri/kiþiliði %70 oranýnda 0-6 yaþta aile içerisinde þekillenir.
Anne/Babanýn çocuk etkisi %70 sýnýf öðretmeninin etkisi ise %15 civarýndadýr.
Kalan %15 ise çevresel diðer sebepler çerçevesinde kiþilik/karakter tamamlanýr.
Yaþadýðýmýz felaketlerde ortaya öz-eleþtiri yapan sorumlularýn çýkmamasýnýn sebebi aile ve eðitimde çocuða bu kültürün, eðitimin verilmemesidir.
Felaketin ilk adýmýçocuk masaya baþýný vurduðunda anne-babalarýn masayý suçlu ilan ederek dövmesi ile baþladý.
Oysa masa masumdu.
Görevini sessiz ve hareketsiz bir þekilde yerine getirmeye çalýþýyordu.
Dikkatsiz ve özensiz hareketleriyle kafasýný masaya vuran çocuk kendi kafasýnýn yanýnda aslýnda masayý da incitmiþti.
Ve masum yerinde sessizce ve sabit olarak duran masayý incittiði için ondan özür dilemeliydi.
Eðer anne babalar çocuk masaya baþýný vurduðunda;
“Evladým burada hata tamamen senin, masayý baþýný vurarak incittiðin için hemen ondan özrü dile ve sonrasýnda onu incitmemek için lütfen daha dikkatli ol!” diyebilselerdi þu an daha güzel/ahlaklý/öz-eleþtiri yapabilen/erdemli insanlarýn olduðu bir toplumda yaþýyor olacaktýk.
Hz. Âdem/Havva (a.s.) ve Ýblis emre karþý çýkmýþ ve hata etmiþlerdi.
Hz. Âdem/Havva (a.s) kurtaran öz-eleþtiri yapýp, tövbe edip hatalarýndan piþman olup dönmeleriydi.
Ýblisi helak eden ise; hatasýný kendi mantýðýyla savunarak, piþmanlýk göstermemesi, öz-eleþtiri yapmamasý yanlýþtan dönmek yerine hatasýnda ýsrar etmesiydi.
Hz. Âdem/Havva (a.s.) ya da Ýblis’in yolundan gitmek hususunda karar; aklýný kullanmasý tavsiye edilen insanýn bizzat kendisine ait!
The First Step of Disasters Was Declaring the Culprit as Masa
78 of us lost our lives tragically at the Grand Kartal hotel in Bolu Kartalkaya.
So, who is responsible?
We are looking for!
“Criminal, stand up!” We shout 85 million times.
Has anyone heard?
Is anyone taken on?
Is there any official with a sense of responsibility and self-criticism?
Everyone is infinitely competent, infinitely irresponsible!
Isn't it the same picture we experience in every disaster we experience?
70% of a person's character/personality is shaped within the family between the ages of 0-6.
The influence of the mother/father on the child is around 70% and the influence of the classroom teacher is around 15%.
The remaining 15% is completed within the framework of other environmental reasons.
The reason why self-criticizing people do not emerge in the disasters we experience is that this culture and education is not given to children in the family and education.
The first step of the disaster began when the child hit his head on the table, and the parents beat the table, declaring it guilty.
However, the table was innocent.
He was trying to fulfill his duty silently and motionlessly.
The boy who hit his head on the table with his careless and careless movements actually hurt the table as well as his own head.
And he should apologize to her for hurting the table, which stood quietly and steadily in its innocent place.
If parents say that when the child hits his head on the table;
“My son, the mistake here is entirely yours. Apologize to him immediately for hurting him by hitting his head on the table, and please be more careful not to hurt him afterwards!” If they could say this, we would now be living in a society with more beautiful/moral/self-critical/virtuous people.
Hz. Adam/Eve (a.s.) and Iblis disobeyed the order and made a mistake.
Hz. What saved Adam/Eve (a.s.) was that they self-criticized, repented, regretted their mistakes and turned back.
The one who destroys the devil is; He defended his mistake with his own logic, showed no remorse, did not self-criticize, and insisted on his mistake instead of recanting from it.
Hz. The decision to follow the path of Adam/Eve (a.s.) or Iblis; It belongs to the person who is advised to use his mind!
Henüz Yorum yok