DR. CEMÝL PASLI

ÞANLI DEVRÝMÝ DUYDUNUZ MU?

ÞANLI DEVRÝMÝ DUYDUNUZ MU?

Tarihimizde liyakat ve ehliyetten ayrýlýðýmýzýn ilk ve en çarpýcý örneði Sokullu Mehmet Paþa’nýn donanmanýn baþýna yakýn arkadaþý 70 yaþýndaki karacý Müezzinzade Ali Paþa’yý getirmesiydi.

Bu yanlýþ atama 1538’de Preveze’de yendiðimiz Müttefik Haçlý donanmasý karþýsýnda 33 yýl sonrasýnda 1571’de Ýnebahtý’da aðýr bir yenilgi almamýza sebep olmuþtu.

Sokullu donanmanýn tamamen yandýðý bu aðýr kayýp karþýsýnda ciddi bir özeleþtiri yapmak yerine demagoji yapmayý tercih etmiþ ve batýnýn sakalýmýzý kestiðini, kesilen sakalýn daha gür çýkacaðýný iddia etmiþti.

Oysa eðer donanma bir sakal ise; sakal týraþ edilmemiþ yakýlmýþtý ve o tarihten günümüze denizlerdeki üstünlüðü batýya kaptýrmýþtýk.

Dünyanýn 3/2 si deniz olduðundan denize hâkim olan dünyaya hâkim olur.

1571’de bu hâkimiyeti maalesef batýya kaptýrdýk.

Batý Ýnebahtý ile asýrlardýr yenildiði Müslüman Türk karþýsýnda ilk defa bir galibiyet almýþ ve özgüven kazanmýþtý.

Bu tarihi deðerinden dolayý Vatikan’da her yýl Ýnebahtý Deniz Zaferi kutlanýr.

Batýnýn günümüze uzanan geliþiminde en önemli kýrýlmasý noktasý 1688 yýlýnda John Locke öndeliðinde gerçekleþtirdikleri “Þanlý Devrim” dir.

John Locke (1632-1704), týpký Thomas Hobbes gibi bir devrim dönemi düþünürüdür; yine onun gibi bir devrimden, yani 1688 Devrimi’nden etkilenerek siyasal kuramýný ortaya koymuþtur. 1690 yýlýnda yayýmlanan “Yönetim Üzerine Ýki Ýnceleme” adlý kitabýnda sergilediði devlet modeliyle, büyük ölçüde, devrimden sonra Ýngiltere’de kurulan siyasal yapýyý teorik olarak doðrulamayý amaçlamýþtýr.

1660’ta Ýngiltere tahtýna yeniden oturan Stuart Hanedaný’nýn krallarý, babalarýndan kendilerine miras kalmýþ olan güçlü iktidar tutkusundan hiç vazgeçmediler. Bu nedenle, kralýn “tanrýsal hakký” ile Parlamento’nun “siyasal hakký” arasýndaki sürtüþme de sürdü. II. Charles’tan sonra 1685’te kral olan II. James, Katolik olduðu için Parlamento’nun her iki kanadýnýn da boy hedefi hâline geldi. Üstelik sürekli bir ordu kurma, ekonomiye müdahale etme ve Papalýk’a yaklaþýp Katolikliði güçlendirme yönündeki politikalarý nedeniyle sert tepkiler almaya baþladý. Bütün bu huzursuzluklar 1688’de kralýn bir oðlu olunca doruða çýktý. Bu zamana kadar tacýn II. James’in Protestan olan kýzý Mary’ye geçeceði bekleniyordu. Oysa þimdi Katolik bir kral adayý ortaya çýkmýþtý. Bunun üzerine Parlamento’daki muhafazakârlar ile liberaller birleþip Anglikan Kilisesi’nin de desteðini aldýlar ve kralý adalet-protestanlýk (düþünce özgürlüðü) ve parlamento ilkelerine zorlamak amacýyla Hollanda’da bulunan Mary ile kocasý William of Orange’i Ýngiltere’ye çaðýrdýlar. William, Kasým 1688’de yelkenlerinde “Adalet-Protestanlýk-Parlemanto” yazan 680 gemi ile ve on beþ bin Protestan askeriyle birlikte ciddi bir direniþle karþýlaþmadan Ýngiltere kýyýlarýna çýktý. Böylece, Ýngilizlerin çok az kan döküldüðü için “Þanlý Devrim” (Glorious Revolution) diye adlandýrdýklarý devrim, II. James’in ülkeden ayrýlmasý ve II. Mary ile III. William’ýn birlikte Ýngiltere tahtýna getirilmesiyle noktalandý. Ýlk bakýþta salt bir iktidar deðiþimi gibi görünen 1688 Devrimi’nin çok ciddi sonuçlarý olmuþtur. Bunlarý üç baþlýk altýnda toplamak mümkündür:

• Dinsel alan: Çatýþmalara son veren istikrarlý bir dönem içine girildi. Anglikan Kilisesi’nin siyasal iktidar üstündeki gücü tümüyle kýrýldý ve dinsel hoþgörü ile özgürlük taleplerini karþýlamaya yönelik adýmlar atýldý. Böylece dinsel çoðulculuk, (din ile devlet iþlerinin birbirinden ayrýlmasý anlamýnda) laiklik ve (gündelik yaþamýn dinsel kurallardan soyutlanmasý anlamýnda) sekülerlik zihniyetinin toplumda yer etmesi için gerekli olan zemin oluþmaya baþladý.

• Ekonomik alan: Özel mülkiyet ve her türlü iktisadi giriþim devletin keyfî müdahalelerinden kurtarýldý. 1694’te Ýngiltere Bankasý’nýn kurulmasýyla birlikte, bir yanda finans dünyasý bir canlýlýk içine girdi, öte yanda bankanýn kredileri sayesinde ticaret ile sanayiye önemli kaynak aktarýmý oldu. Ayrýca yine bu kredilerle (Ýngiliz emperyalizminin vurucu gücü olacak) büyük bir kraliyet donanmasý kuruldu. Teknolojik geliþmeler ve buluþlar devlet tarafýndan teþvik edildi. Böylece, Ýngiltere’de XVIII. yüzyýlýn ortalarýnda baþlayacak ve XIX. yüzyýlda doruk noktasýna ulaþacak olan Sanayi Devrimi’ne kapý açýldý.

• Siyasal alan: Parlamento, 1689’da “Haklar Yasasý”ný kabul etti. Buna göre kralýn yasalarý yürürlükten kaldýrma yetkisi elinden alýndý, Parlamento’nun izni olmadan vergi ve asker toplamasý engellendi, yargýsýz tutukluluk hâline son verildi ve baþta ifade özgürlüðü olmak üzere bireysel haklar tanýndý. Artýk mutlak monarþi olasýlýðý tamamen ortadan kalkýp Ýngiltere anayasal (meþruti) monarþi hâline geldi. Bunun ardýndan, Ýngiltere’nin “modern demokrasinin beþiði” olarak nitelendirilmesine yol açacak olan süreç iþlemeye baþladý.

Batý bugünkü geliþiminin temeline 1688’de yaptýðý muhteþem devrim ile üç ilke yerleþtirdi:

Adalet, Protestanlýk (Katoliklikten çýkýþla düþünce özgürlüðü) ve Parlemanto.

Ýslam’da bizim dinimizde de; bir iþin salih amel olmasý için olmazsa olmaz üç saç ayaðý vardýr:

Adalet, düþünce özgürlüðü ve þura.

Deðiþmeden dönüþmeden kalkýnma olmuyor.

Ülkemizin kalkýnmasýný istiyorsak; önce ailemizden baþlayarak bütün toplumsal alanlarda adalet-düþünce özgürlüðü ve þurayý tesis ederek þanlý devrimi yapabiliriz.

Henüz Yorum yok

Ýlk yorumu siz yazýn.

Yorum Býrakýn

E-Mail adresiniz yayýnlanmaz.







Yazarýn Diðer Makaleleri